YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/549
KARAR NO : 2022/6437
KARAR TARİHİ : 29.09.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.06.2020 tarih ve 2016/702 E. – 2020/261 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2020/1465 E. – 2020/1280 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 27.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmadan 28/02/2014 tarihinde 0 km olarak araç satın aldığını, aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, öncelikle ayıplı aracın ayıpsız 0 km misli ile değiştirilmesini bu mümkün olmadığı takdirde aracın değeri 800.104,00 TL’nin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik uğranılan zararlara karşılık 10.000.- TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, araçta üretim hatası veya üretim hatasından kaynaklanan ayıp bulunmadığını, davacının aracı servise getirip bırakmakla ücretsiz onarım hakkını kullandığını, aracın arızasının giderildiğini, artık ilk tercih ettiği seçimlik hakkını değiştirip başka bir seçimlik hakkını kullanmasının mümkün olmadığını, TBK 229 maddesi gereğince araçtan elde edilen faydaların ve meydana gelen değer kaybının iadesinin gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, araçta üretim hatası kaynaklı gizli ayıp olduğu, bu nedenle 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı gerekçesiyle, aracın her türlü takyidattan ari olarak davacı tarafından davalıya iadesine, aynı marka ve model ayıpsız 0 km yeni aracın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 10.000.- TL tazminat isteminin ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 44.405,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.