Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5486 E. 2023/79 K. 10.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5486
KARAR NO : 2023/79
KARAR TARİHİ : 10.01.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1769 Esas, 2021/817 Karar
DAVA TARİHİ : 12.09.2017
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/982 E., 2019/590 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının dava konusu çek nedeni ile müvekkili aleyhinde takip başlattığını, takibe dayanak çekin teminat çeki olduğunu, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi gereğince müvekkilinin edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirdiğini, teminat çeki verirken iyi niyetli olan müvekkilinin satış sözleşmesinde belirtilen ücretin tamamını davalı şirkete ödediğini ve çekin geri verilmesi için davalıya birçok kez ihtarda bulunmasına rağmen çeki geri alamadığını, davalının çeki kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki tek ticari ilişkinin satış sözleşmesi olduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin teminat çeki olmadığını, davacının borcundan dolayı müvekkiline verildiğini, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, davacının çekin teminat çeki olduğunu yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının belirttiği satış sözleşmesinin ve sunduğu banka dekontlarının işbu davaya konu çekle ilgisinin bulunmadığını, davacının hibe taahhütlü kredisinin onaylaması için müvekkili ile imzaladığı sözleşmeden kaynaklanan borcu ödemiş olması ve çiftliği fiilen faaliyete geçirmesinin şart olduğunu, davacının sözde ödemeleri müvekkiline gönderip müvekkilinden borç adı altında tekrar iade aldığını, aynı parayı tekrar müvekkiline göndererek bu işlemin birçok kez tekrarlandığını, söz konusu gönderilere ait banka dekontlarını ve sair belgeleri Tarım İl Müdürlüğüne sunarak borcunu ödediği yönünde bir intiba oluşturduğunu, davacının müvekkiline bu şekilde toplam 656.000,00 TL para gönderdiğini, müvekkilin de davacıya toplam 605.100,00 TL borç verdiğini, davacının müvekkilinden aldığı borcun bir kısmını ödediğini; ancak 144.765,06 TL’lik kısmını ödemediğini savunarak davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 31.01.2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı her ne kadar söz konusu çekin teminat çeki olduğu iddiasında bulunmuş ise de iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda delillerin bir kısmının değerlendirilmediğini, hüküm kurulurken dosyada mevcut ibranamenin dikkate alınmadığını, takibe konu çekin teminat çeki olduğunu, teminat çeki verirken iyi niyetli olan müvekkilinin satış sözleşmesinde belirtilen ücretin tamamını davalı şirkete ödediği ve çekin geri verilmesi için davalı şirkete birçok kez ihtarda bulunduğunu; ancak çeki geri alamadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, taraflar arasındaki tek ilişkinin satış sözleşmesi ilişkisi olduğunu, müvekkilinin tüm borcunu ödediğini, davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmişse de icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, yargılama devam ederken icra dairesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş olup davalının zarara uğradığını ileri sürerek müvekkili lehine alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada mevcut satış sözleşmesi başlıklı sözleşme incelendiğinde 27.04.2016 tarihinde taraflar arasında imzalandığı, sözleşmenin satış bedeli ve ödeme koşulları başlıklı 4/1 maddesinde “…sözleşmeye konu ürünlerin satış bedelinin KDV hariç 395.750,00 TL…” olduğunun belirtildiği, sözleşmenin satış bedeli ve ödeme koşulları başlıklı 4/8 maddesinde “…ödeme tablosunun peşinat: 50.000,00 TL, 50.000,00 TL 30.05.2016, 50.000,00 TL 20.07.2016 tarihinde çek alınacak, 245.750,00 TL kalan kısım İSPART’ın ödemesi ile kalan kısım için teminat çeki alınacaktır…” düzenlemesi yer aldığı halde teminat çeki verildiği ve hangi çeklerin teminat olarak verildiğine dair bir düzenleme ve bu yönde bir belge ibraz edilmediğinin tespit edildiği, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalının kayıtlarında davacıya ait muavin hesap dökümüne göre müşteriye iade edilen çek olarak davaya konu çekin kayıtlı olduğunun belirtildiği, davacının davaya konu çekin teminat olarak davalıya verildiği yönündeki iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine, alacak miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup uyuşmazlık dava konusu çekin teminat çeki olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.