Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5415 E. 2023/28 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5415
KARAR NO : 2023/28
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1698 Esas, 2021/676 Karar
DAVA TARİHİ : 12.04.2017
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/70 E., 2018/103 K.

Taraflar arasındaki, itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıdan aldıkları ve fatura edilen malların müvekkiline gönderilen fiziki mallar ile miktar, özellik, cins ve nitelik olarak aynı özelliklerde olmadığını, bu nedenle iade faturası düzenleyerek iade ettiklerini ve malların kendisine teslim edildiğini, yapılan ödemenin iadesi için yaptıkları takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 orandan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 27.10.2014 tarih ve 414072 sıra nolu faturaya konu malların davacı şirket tarafından teslim alındığı, söz konusu malların 25.02.2015 tarih ve 3100 sıra nolu fatura ile davalı tarafa iade edildiği, davacı tarafından Balıkesir 1. Noterliğinin 03.03.2015 tarihli ihtarname ile fatura konusu malların ayıplı olması sebebiyle ve fatura konusu mallar sebebiyle davalı tarafa verilen çeklerin iadesine ilişkin ihtarname keşide edildiği, söz konusu ihtarnamenin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafın ise Gebze 1. Noterliğinin 04.03.2015 tarihli karşı ihtarnamesi ile iade edilen faturayı kabul etmediği, fatura konusu miktarın istenebilmesi için faturaya ve satıma konu malın alıcısına teslim edilmesi gerektiği, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmasının da tek başına davacının alacaklı olduğunu ispata yeterli olmadığı, davacının, sevk irsaliyesi veya başkaca yazılı bir delil ile fatura konusu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmek zorunda olduğu, buna göre ispat yükü davacı tarafta olmasına rağmen gerekli bilgi ve belgelerin ibraz edilmediği, bildirimde bulunulmadığı ayrıca bilirkişi incelemesi için gerekli masrafların da yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece taraflarına verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu yerin adresini ve delil listelerini sunduklarını, müvekkili şirketin adresinin sunulan vekâletnamede ve dilekçelerde yer aldığını, ticari defter ve belgelerin İstanbul’da şirketin merkezinde incelenmek üzere talimat yazılmasını talep ettiklerini; ancak Mahkemece kabul edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde ticari defter ve belgelere delil olarak dayanmadığı, ayıplı olduğunu iddia ettiği satıma konu mallardaki ayıbı ortaya koyan herhangi bir delil sunmadığı, satım tarihinden sonra 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uyarınca süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığı gibi ayıplı olduğunu iddia ettiği malları davacıya iade ettiğini dava dilekçesinde dayanmış olduğu delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında müvekkili şirketin delil sunmadığı belirtilmişse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin 09.08.2017 tarihli “Delil Dilekçesi” ile ayıplı ürünlerin davalı çalışanına teslim edildiğine dair tutanağı ve sair şirket kayıtlarını sunduğunu, her ne kadar müvekkil şirket tarafından delil olarak gösterilmediği iddia edilse de İlk Derece Mahkemesince şirket mahallinde defter incelemesi yapılmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin deliller kısmında her türlü yasal ve takdiri delil denilerek esasen ticari defter ve şirket kayıtları deliline dayanıldığını, müvekkil şirketin yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği belirtilmiş ise de müvekkil şirketin dava dilekçesi ekinde sunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ilgili Noterlikten teyit edilen ihtarname ve ürünlerin iade edildiğine ilişkin tutanak ile de sabit olduğu üzere, teslimin ardından geçen 2 aylık süreçte ürünlerin ayıplı olduğunu gördüğünü ve derhal davalıya bu hususun bildirildiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından şirket mahallerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de salt müvekkili şirketin bilirkişi ücretini yatırmamış olmasından bahisle keşif incelemesi yapılamadığını, müvekkilinin merkezi İstanbul olduğundan müvekkiline ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi için İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerine talimat yazılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında satım sözleşmesine konu malların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı olduğu iddia edilen malların iade edilmiş olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, aynı Kanun’un 222 nci maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi, 6102 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3.Değerlendirme
1.Bedeli ödenerek satın alınan ve bilahare iade edilen malların, bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta, gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçelerinde davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği malların iade edildiğine yönelik herhangi bir delile dayanmadığı belirtilmiş ise de dosya üzerinde yapılan incelemede 26.02.2015 tarihli tutanağın bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafından ise belirtilen tutanaktaki teslim alan kişilerin kendi çalışanları veya şirket yetkilileri olmadığı ileri sürülmüştür. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken, 26.02.2015 tarihli tutanakta teslim alan kişi kısmında imzası olan …’nun davalı şirketin çalışanı olup olmadığının yöntemince araştırılması, bir başka deyişle söz konusu kişinin davalı çalışanı olup olmadığının ilgili yerlere sorulup belirlenmesi, şayet sigortalı olmadığı tespit edilmesi durumunda ise davalı şirketin tüm defter ve belgelerinin incelenmesiyle bu kişinin daha önce davalı şirketin çalışanı olup olmadığı, iade edilen malları teslim alıp almadığı araştırılarak kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip bunun yanında ayrıca tutanakta bulunan tanıkların da tutanağın sıhhati için dinlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2.Öte yandan 6100 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrasındaki ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” düzenlemesine göre tarafların ticari defterleri getirtilip alanında uzman bilirkişi heyetince incelenmesi gerekirken bu işten sarfınazar edilmek suretiyle hatalı ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.