YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5387
KARAR NO : 2023/1072
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 21.02.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … ve dava dışı İsmail Yiğit ile birlikte Mag Madencilik San. Ltd. Şti.’nin ortaklarından olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete 12.08.2010 tarihinde ortak olarak katıldığını, şirketin geçmişe yönelik borçlarının ödenmesine öncelik tanınarak sonrasında kar almanın amaçlandığını ancak davalı şirket müdürünün bu zamana kadar ortaklara kâr payı dağıtmadığı gibi ortaklara şirket hesapları ile bilgi vermediğini, müvekkilinin ısrarı sonucunda davalı tarafça şirketin gelir ve giderlerini gösteren bir hesap tablosu verilmişse de gelir gider tablosunun gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığını, şirket kasasına giren gelirlerin, olduğundan daha az, giderlerin de daha fazla gösterildiğini, şirketin iştigal konusu dışında borç para adı altında para alarak ya da çekleri kırdırarak şirketi borçlandırdığını, zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 300.000,00 TL tazminatın 01.01.2011 tarihinden itibaren faizi ile birlikte şirket hesabına iadesine, davalının şirket müdürlüğünden azli ile tedbiren kayyım tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflarca imzalanan 06.08.2012 tarihli hesap mutabakatı başlıklı tutanakla müvekkilinin 2010 yılı için ibra edildiğini, davacı tarafça mali müşavire düzenlettirilen özel raporun tek taraflı ve hukuki yanı bulunmayan bir rapor olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2017 tarihli ve 2012/122 E., 2017/62 K. sayılı kararıyla davanın 14.05.2012 tarihinde açıldığı, davacı ve şirket müdürü davalı … ile diğer şirket ortağı İsmail Yiğit arasında 06.08.2012 tarihinde dava açıldıktan sonra hesap mutabakatı başlığı altında “2010 yılında toplam zararımız 597.487,00 TL olarak hesaplanmış ve 2011 yılı hesaplarına intikal ettirilmiştir” denilmek suretiyle davacı ve şirket yöneticisi davalının ibralaştığı, davadan sonra yapılan mutabakat ve alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde davacının talebinin 01.01.2011 tarihi öncesinde şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin olduğu, 2010 yılındaki zararın 2011 yılındaki gelir gider tablosundan çıkartılması halinde şirketin oluşan zararının tarafların 2010 yılında mutabık kaldıkları hesap durumundaki gibi olduğu, mutabakat çerçevesinde oluşan zarar davacı tarafça da kabul edildiğinden şirket yöneticisi davalı …’ün oluşan şirket zararından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2018 tarihli ve 2017/377 E., 2018/756 K. sayılı kararıyla davadan sonra taraflarca imzalanan 06.08.2012 tarihli hesap mutabakatı doğrultusunda açıkça şirketin 2010 yılına yönelik ortaya çıkan zararlarından dolayı davalının ibra edildiği, 2011 dönemine ilişkin mutabakatın ya da ibranın bulunmadığı, şirket defterlerine göre 2011 yılında üretilen ile satılan maden cevheri arasında 3.065,39 ton farkın bulunduğu, 3.065,39 ton maden cevheri için 153,27 ton fire olabileceği, firesi çıkarıldığında satış kayıtlarında gösterilmediği sabit olan 2.912,12 ton maden cevherinin değerinin 457.494,05 TL olduğu, davaya konu şirketin anılan tutar kadar zarar ettirildiği, tutulması gereken defterlerin yönetim kurulu veya müdürler tarafından tutulmaması, defterlerin düzensiz tutulmuş olması veya kanuni süreler içinde saklanması yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hallerinde meydana gelen zararlardan dolayı yönetim kurulu üyeleri veya bununla yükümlü olan müdürlerin doğrudan sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın asıl alacak yönünden kabulüne, gecikme faizinin başlangıç tarihi yönünden kısmen kabulüne, 300.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp tarafların ortağı olduğu Mag Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, faizin başlangıcına ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 07.10.2019 tarih, 2018/4520 E. ve 2019/6272 K. sayılı kararıyla davalının bilirkişi raporuna yönelik ciddi itirazları karşılanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2011 yılında üretilen ve fakat şirketin satış kayıtlarına yansıtılmayan 3.065,39 ton maden cevherinden teknik anlamda %5 oranı üzerinden belirlenen 153,27 ton firenin mahsubu sonucunda bakiye 2.912,12 ton maden cevheri değerinin 457.494,05 TL olarak hesaplandığı, bu tutar kadar şirketin zarara uğratıldığı gerekçesi ile talep ile bağlı kalarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın asıl alacak yönünden kabulüne, gecikme faizinin başlangıç tarihi yönünden kısmen kabulüne, 300.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp tarafların ortağı olduğu Mag Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, faizin başlangıç tarihine ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının istinaf dilekçesinin süresi içerisinde sunulmadığını, davacının talebinin 2010 yılına ait olduğunu ve bu döneme ilişkin müvekkilinin ibra edildiğini, karara dayanak bilirkişi raporunun bozma gereklerini karşılamadığını, çıkarılan cevherin zenginleştirilmek üzere tesise taşındığını; ancak yeterli sonuç alınamadığı için dere yatağına terk edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, limited şirket müdürü olan davalının şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 556 ncı maddesi yollamasıyla 336 ncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.