Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/5366 E. 2022/7709 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5366
KARAR NO : 2022/7709
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.09.2017 tarih ve 2015/546 E. – 2017/854 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2019/125 E. – 2020/1168 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının muhasebeci olduğunu ve davacı şirketin defterlerini tuttuğunu, ayrıca … 2. Noterliğinden tanzim edilen 05.05.2014 gün 08185 yevmiyeli vekalet ile vekil tayin edildiğini, davalı …’in kendisine verilen yetkiye dayanarak …Bankası … Şubesindeki davacı şirket hesabından çeşitli tarihlerde 183.400,00 TL çektiğini, davalı …’in ödemesi gereken SGK prim borç ve vergileri ödemediği gibi bedeli iade de etmediğini beyanla; 150.000.- TL’nin, davalının parayı bankadan çektiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; yetki itirazında bulunarak, davalı …’in davacı şirket ile gayri resmi ortak olduğunu, …’da bulunan atölyenin işçi, kira gibi ödemelerin şirket tarafından gönderilen para ile yapıldığını, resmi ortakların 2015 Ocak ayında üretim ekipmanlarını alarak …’dan ayrıldığını, şirketin şubesinin 2015 yılı Ocak ayında kapatıldığını, şubenin 2014 yılı Kasım- Aralık ayları için SGK borcunun olmadığını, vergi borçlarının şirket merkezinden ödendiğini, banka yolu ile … Şubesi için gönderilen ödemelerin dekontlarının tetkikinde SGK veya vergi borçlarına ilişkin olmadığının görüleceği, davacının ödemelerin SGK ve vergi borçlarına istinaden yapıldığını ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, TBK’nın 551. maddesi kapsamında özel yetki verilmiş ticari vekil konumunda olduğu (benzer mahiyette 12. HD 2017/3037-6777 sayılı ilamı), bu vekalete istinaden şirket hesabından 183.400.- TL para çektiği, bu paradan 9.500.- TL’sini şirket hesabına iş yeri kirası için kullandığı, şirkete ait banka hesabından çekilen ve arta kalan 173.900.- TL’nin vekaletname kapsamında kullanılması gerektiği, aksi halde TBK’nın 508. maddesi gereğince davalının bu parayı davacıya faizi ile birlikte iade etmesi gerektiği, HMK 190. maddesi kapsamında 173.900.- TL’nin işçi ödemeleri, iş yeri kirası ve sair ödemeler için kullanıldığını iddiasını ileri süren davalının, bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, ispat yükü üzerinde olan davalının, iddiasını ispata yarar hiç bir delil sunmadığı, bu durumda davalının, vekalet kapsamında kullanılmayan 173.900.- TL’yi davacıya faizi ile birlikte iade etmesi gerektiğinden, taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 150.000,00 TL’nin 08.01.2015 tarihinden işleyecek ve avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dava taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı alacak istemine ilişkin olmakla, HMK’nın 10. ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca davacının yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğundan, davalı vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmediği, ayrıca davalının davacıya muhasebe mali müşavirlik hizmeti verdiği ve davalının davacının verdiği vekalete dayalı olarak davacı hesabından 183.400.- TL çektiği, TBK’nın 508.maddesi uyarınca vekalet sözleşmesi hükümleri uyarınca vekilin müvekkiline hesap verme yükümlülüğü bulunduğu, davalının, sunduğu dekontlar ile 9.500.- TL davacı şirket sorumluluğundaki kira ödemesi yaptığını kanıtladığı, bunun dışında davalı vekilin uhdesinde bulunan tutarı davacı şirketin kirası, işçi ücretleri vs ödemeler için kullandığını ispat yükümlülüğü altında bulunmasına rağmen, davalı yanca dosyaya herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı gibi açıkça yemin deliline dayanılmadığı da gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi isabetli olup, aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8.325,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
…E