YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5302
KARAR NO : 2022/9311
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02.05.2018 tarih ve 2016/81 E. – 2018/198 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 02.04.2021 tarih ve 2019/1229 E. – 2021/473 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ticaret unvanının ayırıcı unsuru “MAYA” ibaresinden oluşan, 1940 yılından bu yana “MAYA” tanıtım işareti ile ticari faaliyette bulunan, gerçekleştirdiği ticari faaliyetle tanınmışlık vasfı kazanan, bunun yanında “MAYA” ibareli 1-45.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2000/20685 sayılı markanın da sahibi olan müvekkilinin 07.06.2013 tarihinde “MAYA” ibare ve biçimli 1-45.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/51451 kod numarası verilen marka tescil başvurusunun, bir kısım mal ve hizmetler bakımından resen reddinden sonra kalan mal ve hizmetler için resmî marka bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine davalı şirketin MAYA GÖZ+ŞEKİL ibare ve biçimli 44.sınıf hizmetleri içeren 2008/28830 (MÜDDET); MAYAZİN+ŞEKİL ibare ve biçimli 16, 35 38 ve 41.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2006/57042; MAYARZ+ŞEKİL ibare ve biçimli 35, 41 ve 42.sınıf hizmetleri içeren 2007/6038; MAYAKÖY+ŞEKİL ibare ve biçimli 41 ve 43.sınıf hizmetleri içeren 2007/54524; MAYAPARK+ŞEKİL ibare ve biçimli 44.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2007/55318; www.mayagoz ibareli 44.sınıf hizmetleri içeren 2010/49078 sayılı markalarına dayanarak başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığının davalı itirazını reddettiğini, bunun üzerine davalının başvurunun tümden reddi istemiyle yeniden itirazda bulunduğunu, YİDK’nın 2015-M-12566 sayılı kararıyla, 2010/49078 sayılı “www.mayagoz” ibareli markaya dayalı davalı itirazınıın kabul edilerek müvekkilinin marka tescil başvurusunun 44. sınıftaki “Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. Veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler.” için reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, çünkü müvekkilinin MAYA ibareli 44.sınıf hizmetleri içeren tescilli markasının bulunduğunu, önceki tarihli markasının dava konusu başvuru yönünden kendisine müktesep hak sağladığını, ayrıca davalının redde mesnet alınan 2010/49078 sayılı mayagöz ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemiyle Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/208 esas sayılı dosyasında açılan davanın kabul edilip Yargıtay tarafından da onandığını, bu nedenle marka başvurularının kısmen reddine ilişkin kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2015-M-12566 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TürkPatent vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru konusu “MAYA” ibare ve biçimli işaretle, redde mesnet alınan “www.mayagoz” ibareli markaların kapsamlarındaki ürün ve hizmetlerin aynı tür olduğunu, görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenim itibarı ile ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunduklarını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluştuğunu, davacının 2000/20685 sayılı markasını kullanmadığından kendisine kazanılmış hak sağlamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında anlamsal, görsel ve sescil olarak önemli derecede benzerlik bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan 44.sınıf ürün ve hizmetlerin, davalı markasının kapsamındaki ürün ve hizmetler aynı türden olduğu, dolayısıyla markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu, fakat idari süreçte her iki tarafın gerek başvuru ve gerekse redde mesnet alınan markalara yönelik eş zamanlı itirazlarının olduğu, davacıya ait 2013/51451 sayılı başvuruya, davalının 2010/49078 sayılı marka tescil başvurusuna dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalıya ait 2010/49078 sayılı başvuruya da davacının 2000/20685 sayılı markasına dayanarak itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT’in her iki tarafın birbirlerinin başvurularına yönelik itirazları tescilde öncelik ve ilk marka tescillerinden kaynaklı müktesep hakları gözeterek, 556 sayılı KHK ve istikrar kazanan yargı kararlarıyla ortaya konulan hüküm ve kararlara göre inceleyip sonuçlandırmak zorunda olduğu, ancak TürkPatent’in davalıya ait redde mesnet alınan 2010/49078 sayılı markaya yönelik olarak davacının 2000/20685 sayılı markasına dayalı itirazını reddettiği, bu konuda Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/208 esas sayılı dosyasında davacı şirketin açtığı davanın kabul edildiği, davacının itirazının reddine dair YİDK kararı iptal olunup anılan markanın hükümsüz kılındığı ve kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23.01.2018 gün ve E.2016/6586, 2018/577 sayılı kararıyla onandığı, buna bağlı olarak, 2010/49078 sayılı markayı mesnet alıp davacının 2013/51451 sayılı marka tescil başvurusunu reddetmesinin de hukuka aykırı olduğu, açıklanan nedenle, ilk olarak yargılama konusu davacı marka tescil başvurusunun reddine dair YİDK’nın 2015-M-12566 sayılı kararının iptaline karar verilmesinin gerektiği, ayrıca davacının öteden beri son başvuru konusu mal ve hizmetleri de içerecek biçimde kullandığı, işletmesi ile özdeşleşmiş asli unsurlarını içeren, işletmesel köken itibariyle önceki tescilli markaları ile bağlantılı olduğu mesajını açık biçimde veren, önceki markaların serisi olarak algılanmasında tereddüt bulunmayan, asli unsur yanında bazı ekler de içeren yeni ve seri bir marka tescil ettirme hakkının bulunduğu, başvuru konusu işaretin de davacının MAYA ibare ve biçimli 44.sınıftaki hizmetleri içeren 2000/20685 sayılı markasının “kapsamındaki 44.sınıf hizmet” bakımından serisi mahiyetinde olduğu, zira davacının önceki tarihli markasının iddia konusu işareti aynen içerdiği, davacının son başvurusunun önceki markasının kapsamında olan yargılama konusu 44.sınıf hizmetleri aynen içerdiği, şu hâle göre son başvuru konusu işaretin davacının öteden beri son başvuru konusu mal ve hizmetleri de içerecek biçimde kullandığı, işletmesi ile özdeşleşmiş asli unsurlarını içeren, işletmesel köken itibariyle önceki tescilli markası ile bağlantılı olduğu mesajını açık biçimde veren, önceki markasının serisi olarak algılanmasında tereddüt bulunmayan, asli unsur yanında bazı ekler de içeren yeni ve seri bir marka olarak kabul edilmesi gerektiği, anılan markanın kullanmama nedeniyle iptali istemiyle açılan davanın 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine, artık anılan marka kullanılmadığından bu marka tescilinin gerçekleştirildiğine yönelik bir iddia ve savunmanın kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’nın 2015-M-12566 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı TürkPatent vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; “MAYA” ibareli dava konusu başvuru ile “www.mayagoz” ibareli redde mesnet marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 44. sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, YİDK tarafından, karar tarihi itibariyle hüküm ifade eden 2010/49078 sayılı markanın değerlendirilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davacının 44. sınıfta kullandığını ispat edemediği 2000/20685 sayılı markasının, işbu başvuru açısından kendisine müktesep hak sağlamayacağı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yerinde olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21.12.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.