YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4940
KARAR NO : 2023/727
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret-kabul-kısmen kabul
Taraflar arasındaki alacak ve itirazın iptali davaslarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince esas davanın kabulüne, birleşen 2013/230 E. sayılı davanın ksımen kabulüne, birleşen 2013/505 E sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti . vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti. vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 07.02.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine Adıyaman 2. İcra Müdürlüğünün 2013/345 E. sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, taraf arasında 11.12.2009 tarihli sözleşme imzalandığını, buna gör davalının müvekkilinden mal satın aldığını, cari hesap ilişkisi içinde davalının borçlu bulunduğunu ileri sürerek haksız itiraz sonucu durdurulan takibin devamına, davalının % 20 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
2.Bu dosya ile birleşen 2013/230 E. sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında LPG otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye ek olarak 16.11.2009 tarihinde ek protokol düzenlendiğini, ek protokole göre malzemelerin fatura edileceğinin açıkça karara bağlandığını, davalının borca itirazının kötü niyetli olduğunu, davalının Adıyaman 2. İcra Müdürülüğünün 2013/344 E. sayılı dosyasında yürütülen takibe haksız itiraz ettiğini, kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalının tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
3.Bu dosya ile birleşen 2013/505 E. sayılı dosyada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında LPG otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye ek olarak 16.11.2009 tarihinde ek protokol düzenlendiğini, ek protokole göre fiyatlandırma hususunda BP fatura + 144,00 TL (KDV dahil) olarak LPG otogaz satımı konusunda tarafların anlaştıklarını, protokolün ikinci maddesine göre zam ve indirimlerin anında uygulanması gerektiğinin düzenlendiğini, taraflar arasında düzenlenen protokol kapsamında sözleşme tarihinden itibaren tüm faturaların müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafın müvekkiline LPG/otogaz satışından dolayı 636.604,95 TL fazla miktarda fatura düzenlediğini, müvekkilinin davalıya olan borcu düştükten sonra davalıdan 346.952,24 TL alacaklı olduğunu, ayrıca demirbaş bedeli olan 34.100,00 TL alacak da düşüldükten sonra davalıdan toplam 312.852,24 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek belirterek bu bedelin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine Adıyaman 2. İcra Müdürlüğünün 2013/345 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirketin davacıdan alacağı bulunması nedeniyle ödeme emrine itiraz edildiğini, bu nedenle davacı firma aleyhine 12.02.2013 tarihinde Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/71 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan bu davada davacıya olan borçlar da belirtilerek mevcut alacaktan düşülerek bakiye alacağın Güvenal Gaz’dan tahsilinin talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Bu dosya ile birleşen 2013/230 E. sayılı dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğu için icra takibine itiraz ettiklerini, açılan alacak davası olan Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılmasını savunarak davanın reddini istemiştir.
3.Bu dosya ile birleşen 2013/505 E. sayılı dosyada (Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/71 E. sayılı dosyasının yetkisizlik kararı ile aldığı yeni esas) davalı vekili cevap dilekçesinde, yerel mahkemenin yetkisine itiraz ederek Adıyaman Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, faturaların sözleşmede belirlenen miktar üzerinden kesildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1.2013/229 E. sayılı dosya yönünden, davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazında alacağı ve miktarını kabul ettiği ancak kendisinin karşı taraftan daha fazla alacaklı olduğunu iddia edip ayrı bir dava ikame ettiği, davalı tarafın vermiş olduğu cevap dilekçesinde de bu hususu tekrar ettiği ve alacağı kabul ettiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile davalının Adıyaman 2. icra müdürlüğünün 2013/345 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 289.652,71 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
2. Birleşen 2013/230 E. sayılı dosyası yönünden, davacı tarafın kendisine iadesi gereken ancak iade edilmeyen demirbaşların bedellerinin davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının söz konusu demirbaşları davacıya teslim etmediğini ve demirbaş bedelleri yönünden davacının alacaklı olduğunu kabul ve ikrar ettiği, ancak taraflar arasında demirbaş bedelleri hususunda anlaşmazlık bulunduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen demirbaşların ikinci el piyasa değeri miktarı kadar olduğu ancak alacağın likit olmadığı gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Adıyaman 2. icra müdürlüğünün 2013/344 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 42.750,00 TL üzerinden takibin 42.750,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
3. Birleşen 2013/505 E. sayılı dosyası yönünden, davacının davalı taraftan bir çok kere akaryakıt aldığı, faturaların kendisine tebliğ edildiği, faturaların ticari defterlere işlendiği ve davacı tarafça faturalara, faturaların içeriğine, belirlenen fiyata hiçbir itirazda bulunulmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin süre gelen zamanı, tarafların uygulanan fiyata hiç bir itirazda bulunmaması, ödemelerini yapması bir arada değerlendirildiğinde, ister vade farkı olarak isimlendirilsin, ister indirimsiz fiyat olarak isimlendirilsin taraflar arasında bu yönde ticari teammül oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde; alacak davalarının kabul edilmesi gerektiğini, vadeye göre fiyat farkı uygulamasının taraflar arasında teamül oluşturduğu kabulünün doğru olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, alacak davasına bağlı olarak itirazın iptali davalarında borçlu olmadıklarını, takas mahsup işleminin uygulanması gerektiğini, bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların yanlış yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve alacak davasının kabulü ile itirazın iptali davalarının reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; bilirkişi raporları ile belirlenen ve davalı tarafından da kabul edilen miktar üzerinden davanın kabulüne, cari hesaba dayalı alacak davalı tarafından bilinebilir ve likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, birleşen 2013/505 E. sayılı davada; taraflar arasında düzenlenen protokolün 3 üncü maddesinde davalının ödemeleri en geç 15 gün içerisinde yapacağının, 15 günlük süre aşılırsa fiyat artışı yapılacağının düzenlenmesine, davalının 15 günlük süre şartına hiçbir zaman uymamasına, alışverişin üç yılı aşkın süre devam etmesine, davacının faturaları kabul ederek ödemesine, uzun süren uygulama ile geç ödeme ve fiyat artırımının benimsendiğinin kabulünün gerekmesine, bu durumda davacının, davalının sebepsiz zenginleşmesinden doğan alacağı bulunmadığından takas/mahsup talebinin dinlenemeyecek olmasına, buna göre davanın reddinin yerinde olmasına, birleşen 2013/230 E. sayılı dosyada davacı tarafından davalıya ariyet verilen eşyaların, taraflar arasında düzenlenen 16.11.2009 tarihli protokolün 8 inci maddesinde sözleşme bitiminde davalıya fatura edilmesinin kararlaştırılmasına, eşyaların bedelinin davacıya ödenmesinin sözleşmeye uygun olmasına ve istinaf edenin sıfatına göre, esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali ve alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2004 sayılı İcra İflas Kanunu 68 inci maddesi
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup Esas ve birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı-birleşen 2013/505 E. sayılı davada davacı … Petrol Ltd. Şti. vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre birleşen 2013/230 E. sayılı dosyada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 42.750,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1.Birleşen 2013/230 E. sayılı davada davalı … Petrol Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalıdan alınarak asıl davada davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgiliye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde “Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı”,
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı”,
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,
1/e maddesinde “yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı”
2.a maddesinde de “1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında” maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen “istinaf başvurusunun esastan reddi” kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen “esas hakkında” karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki “esastan” ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası’nın 73/3 maddesindeki “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına” ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.