YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4938
KARAR NO : 2022/9460
KARAR TARİHİ : 27.12.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.12.2017 tarih ve 2017/8 E. – 2017/169 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 01.04.2021 tarih ve 2020/172 E. – 2021/273 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının dava dışı İskandil.. Ltd. şirketi ile anlaşma yaptığını, geliştirdiği tasarımı Bostanlı’da kurulacak kafe için üretip teslim ettiğini, kafe iç mekan tasarımının ilgiliye başka yerde ve başka kişilerce kullanılmamak kaydıyla verildiği halde, davalı Ottoman’ ın tasarımı izinsiz olarak franchise verdiği firmalara kullandırdığını, Ganimet … Ltd. şirketi unvanlı diğer davalının Gaziemir’ deki kafesindeki haksız eylemini tespit ettiklerini ileri sürerek davalılardan Ottoman Şirketinden proje tasarımını franchise vererek çoğaltıp yaydığı için FSEK 68. maddeye göre belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000.- TL maddi tazminatın dava tarihinden ticari faiziyle tahsiline, diğer davalı Ganimet.. Ltd. şirketinin tasarımı izinsiz kullanmasının FSEK 77. ve SMK 159. maddelere göre ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, tecavüzün SMK 149. ve FSEK 66. maddeye göre ref edilmesine, FSEK 68. maddeye göre belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden ticari faiziyle tahsiline, her iki davalının eylemleri nedeniyle tasarım gaspının belirlenmesini, SMK 71. madde gereğince davacının davaya konu tasarımlar yönünden tasarım sahibi olarak tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, açılan davada belirsiz alacak davası şartları olmadığını, davalı Ottoman’ ın tasarım tescil başvurusu yaptığını ve davacının da itirazda bulunduğunu, bu konunun bekletici sorun sayılması gerektiğini, dava konusu tasarımın özgün olmadığını, eser sayılamayacağını, davacının gönderdiği tasarımın farklı olup esasen tasarımın davacı tarafından bitirilmiş olmadığını, konseptin meydana getirilmesine davacı ile başlandığı halde By Elit Reklam Tasarım firmasınca tamamlandığını, tasarımın SMK kapsamında koruma şartlarının bulunmadığını, 02/02/2015 tarihli hizmet sözleşmesinin kabul şartının gerçekleşmediğini, davalının tasarıma ekleme ve değişiklikler yaptığını, dava konusu tasarımın davacıya ait bir tescili bulunmayıp başvuruyu davalının yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının haksız çoğaltıldığını belirttiği projelerin FSEK kapsamında hususiyet içermediği ve dolayısıyla eser niteliğinde olmadığı, bir kaç çizimden ibaret görünüşlerin mekana uyup uymadığının anlaşılamadığı, söz konusu plan ve projenin tasarım niteliğinde sahip olmadığı zira; bilinen Osmanlı tarzı mobilya unsurlarının yenilik sağlamayacağı gibi, duvar bezemelerinin de bilinen Osmanlı, Selçuklu, Endülüs motiflerinin benzerleri olup özgünlükten söz edilemeyeceği, bu durumda yenilik ve ayırt edicilik unsurları bulunmayan plan ve projenin FSEK ve SMK kapsamında eser veya tasarım olmadığından fikri ve sınai hakka tecavüzden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacının bilirkişi raporunun alınmasından sonra sunmuş olduğu deliller için davalının muvafakat vermemesi ve delil toplama aşamasının da sona ermiş olduğu nazara alındığında sunulan bu yeni delillere dayalı olarak ek bilirkişi raporu alınmasının reddine dair mahkemenin verdiği kararın yerinde olduğu, kaldı ki davacının sunmuş olduğu yeni delillerin bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin kapsamında olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.12.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.