YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4709
KARAR NO : 2023/394
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki menfi tespit ve tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan üç inek ve bir adet tosun satın aldığını ve karşılığında 10.12.2005 tarihli 9000,00 TL tutarında bono verdiğini, verilen senette alacaklı kısmının boş bırakıldığını, müvekkilinin daha sonra borcunu …’e üç adet inek, iki adet dana ve bir hidrolikli pompalı dizkara teslim etmek suretiyle karşılıklı rıza ile ödendiğini, senedin daha sonra alacaklı kısmına … adını yazarak …’a teslim ettiklerini, müvekkilinin … ile arasında ticari münasebet bulunmadığını, …’ın müvekkili aleyhine Alaca İcra Müdürlüğünün 2006/12 E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını ve müvekkiline ait taşınmazların icra yolu ile satışa çıkarıldığını ve alıcı çıkmadığından davalı …’ın satın aldığını, davacı bu şekilde zarara uğratılmış olması nedeniyle teslimata ilişkin protokolü kaybetmesi nedeniyle menfi tespit davası açamadığını, müvekkilinin daha sonra protokol evrakını bulduğunu, davalıların işlemlerinin hileli ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu Alaca …Köyü 101 ada ve 2 nolu parsel ile 124 ada ve 5 no.lu parsel üzerine tedbir konulmasına, tapuların iptali ile davacı adına tesciline, 9.430,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalıların tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … aleyhine sahte olarak tanzim edilen 9.000,00 TL bedelli bonoya dayalı alacaklı gözüken … tarafından icra takibi başlatıldığını, …’ın taşınmazları ihale ile satın aldığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/358 E. sayılı dosyası ile açılan tapu iptal davasıyla birlikte tedbir konulmasının talep edilmesi üzerine taşınmazların muvazaalı şekilde …’a temlik edildiğini, daha sonra davalı …’a tapuda temlik edildiğini satışların muvazaa nedeniyle batıl olduğunu ileri sürerek dava konusu Alaca …Köyü 101 ada ve 2 no.lu parsel, aynı yerde 124 ada ve 5 no.lu parselin tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; Alaca İcra Müdürlüğünün 2006/12 E. sayılı dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından, davacı … ve dava dışı .. ve … aleyhine, 26.01.2006 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 9.430,00 TL üzerinden takip yapıldığı, borçluların borca itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, borçlu …’e ait… İlçesi, …Köyü; 124 ada 5 parvel ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazların alacaklı …’a ihale edildiği, dosya borçlusu …’ün taşınmazların değerinin düşük tespit edilmesi nedeni ve ihalenin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshi davası açtığı, Alaca İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/26 E., 2008/21 K. sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiği ve verilen hükmün Yargıtayca onanarak kesinleştiği, taşınmazların ihale yoluyla davalı … adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, eldeki dava, 9.000,00 TL bedelli bononun davacı aleyhine takibe konulmasından dolayı davacının icra dosyasına ödeme yaptıktan çok zaman sonra davacının elindeki protokolü bulması sebebiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 72 nci ve devamı maddelerine dayanılarak, 9.430,00 TL borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası ve ayrıca dava konusu 124 ada 5 parsel ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi istemli açıldığı, 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesinin yedinci fıkrası “Takibe itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak, paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmü gereğince somut olayda davacı 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğini, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açıldığı düşünülse dahi, davacı vekilince davaya konu bono bedelinin davalılar … ve …’a ödendiğini, buna dair protokol düzenlendiğini, buna rağmen davalı … tarafından senedin iade edilmeyerek diğer davalı …’a verildiğini ileri sürmüş ise de dosyaya sunulan protokol incelendiğinde; protokol altında davalılardan yalnızca …’ün imzasının olduğu, diğer davalılar olan … ve …’ın isim ve imzası bulunmadığı anlaşılmış olup bu suretle protokolün davalılar … ve … yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, protokol içeriği incelendiğinde ise protokolün davacı ile … arasında dokuz milyarlık senet olduğundan dolayı düzenlendiği ve …’ün araya girerek tarafları anlaştırtığı yazılmış olup, davaya konu 9.000,00 TL’lik senedin davacı ile … arasındaki borç ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmış olup, davacının … ile borç ilişkisi olduğuna dair başkaca delil sunulmamış, davaya konu 9.000,00 TL’lik bononun davalı …’a ödendiğine dair bir belge de sunulmadığı, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının reddine, talep edilen icra inkar tazminatının da şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği, yine icraya konulan senedin bono vasfında olması ve kıymetli evrakın illetten mücerret olması sebebiyle kıymetli evrakın doğumuna sebep olan asıl hukuki ilişkinin, kıymetli evrakın geçerliliğini etkilemeyeceği, asıl borç ilişkisinin geçersiz olduğu tespit edilse dahi senedi iyiniyetle kazanan kişilere karşı bu hususun ileri sürülemeyeceği, …’ın imzası bulunmayan protokolün kendisini bağlamayacağı anlaşılmış olup, …’ın senedi kötü niyetle aldığına dair de dosyada delil bulunmaması, bononun takibe konulmasında …’ın kötü niyetli olduğu açıkça ispat edilemediği, davalı …’ın kıymetli evraka dayanarak yapmış olduğu takip sonunda dava konusu taşınmazları ihale sonucunda 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda (4721 sayılı Kanun) 705 inci maddesi uyarınca iktisap ettiği, bu itibarla ihale feshedilmedikçe ihale alacaklısı lehine oluşan kaydın iptalinin istenmesinin mümkün olmayacağı, taşınmazın tapusunun iptal edilemeyeceği kanaatine varıldığı, birleşen dosya yönünden, davacının aynı taşınmazlara ilişkin asıl davada davalı … aleyhine tapu iptal tescil davası açması üzerine, taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına kadar geçen sürede … tarafından taşınmazların devredilmesi üzerine, yeni malik adına tapu iptali ve tescil davası açıldığı, dava konusu taşınmazların ihale sonucu edinen …’ın 13.12.2013 tarihi itibariyle taşınmazı dava dışı …’a sattığı, …’ın da 19.12.2013 tarihinde davalı …’a satış suretiyle tapuda devir ve tescil edildiği, dava konusu taşınmaz ilk olarak davacı adına kayıtlı iken, 25.08.2008 tarihinde dava dışı …’a ihale edildiği, taşınmazların 4721 sayılı Kanun’un 705 inci maddesi gereğince …’a geçtiği, daha sonra dava dışı 13.12.2013 …’a satıldığı ve en son 19.12.2013 tarihinde davalı …’a satış ve devir yapıldığı, …’ın senedi kötü niyetli olarak icraya koyduğu hususu davacı tarafından ispatlanamadığı, davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasının ise reddedilldiği, dava konusu taşınmazların davacı aleyhine başlatılan icra takibi sonucu ihale suretiyle dava dışı …’a 4721 sayılı Kanun’un 705 inci maddesi gereğince geçtiği, ihale feshedilmedikçe tapusunun iptalinin istenemeyeceği, dava konusu taşınmazları ihale suretiyle iktisap eden …’ın taşınmazları devrettiği kişilere karşı da muvazaa iddiası olduğunun ileri sürülmesinin yasal dayanağı olmadığından, davalı … aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesine dayanılarak açılan menfi tespit davalarında zamanaşımı ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya borçlanmış olduğu senedi ödemiş olmasına rağmen senedin alacaklı kısmı boş olduğundan … ismi yazılarak ikinci kez tahsil yoluna gidilerek icra takibine konu edildiğini, dava açılmasından haberdar olan davalıların dava konusu taşınmazları …’a devrettiklerini, davalılardan alınan borcun ödendiğini gösteren belgenin yazılı delil başlangıcı sayılacağından ödeme konusunda ve muvazaanın kanıtlanması açısından tanık dinlenme olanağı bulunduğunu, davalılardan birisinin de davayı mahkeme huzurunda kabul ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek ve re’sen tespit edilecek sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.