YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4625
KARAR NO : 2022/2244
KARAR TARİHİ : 22.03.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.09.2019 gün ve 2017/1024 – 2019/888 sayılı kararı onayan Daire’nin 02.02.2021 gün ve 2020/773 – 2021/703 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkili ile davalının dava dışı … Altın ve Döviz Yetkili Müessesesi A.Ş.’nin eski hissedarlarından olduğunu, şirket hissedarları arasında vuku bulan anlaşmazlıklar sonucunda ortaklıkların bitirilme yoluna gidildiğini, ortaklığın son bulmasına yönelik olarak dava dışı … ile davalı arasında 29.11.2006 tarihli bir protokolün düzenlendiğini, bu protokolün müvekkili tarafından tanık sıfatıyla imza edildiğini, bu amaçla düzenlenen protokolün 4.madde hükmü ile davalı ile davalının kardeşinin hisselerini dava dışı …’a devretmesi sonucu devir bedeli olan 170.000 USD’nin 13 ayrı çekle ödenmesinin ve müvekkilinin de bu çekleri cirolamasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin de bu çekleri ciroladığını, ancak davalının protokolün 3. maddesi sebebiyle verildiği anlaşılan teminat çekinden dolayı müvekkili hakkında da icra takibi başlattığını, anlaşmaya göre takibe konu edilen çekin … tarafından üç ayrı bankadan çekilen kredinin teminatı olarak davalıya verildiğini, anılan anlaşmanın 3. maddesinin müvekkilini hiçbir surette ilgilendirmediğini, müvekkilinin de bu çekleri cirolamasına yönelik hiçbir hükme bu maddede yer verilmediğini, söz konusu çekler üzerinde bulunan imzaların müvekkili tarafından atılmadığını, zaten kendisi ile ilgili olmayan bir konu ile ilgili olarak senet üzerine imza atmasının da düşünülemeyeceğini, bu yönüyle protokolün 3. maddesine göre davalıya verilen çeklerle ilgili olarak başlatılan takipte senedin teminat senedi olması dışında imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ait olduğu anlaşılsa bile bu konuda iradesinin fesada uğratılmış olduğunu, ayrıca bu çekin teminat maksadıyla verildiğini, takibe konu edilemeyeceğini, bu çeki haklı gösterecek biçimde bir ticari ilişkinin de müvekkili ile davalı arasında mevcut olmadığını, ileri sürerek Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1916 esas sayılı takip dosyasında borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini, birleşen dosyada ise müvekkili hakkında davalı tarafından Kadıköy 2.İcra Müdürlüğü’nün 2012/1951 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu dosyadaki çekin de aynı sebeple verilmiş teminat çeki olduğunu, müvekkilinin bu çeki imzalamadığını ileri sürerek bu dosya yönünden de borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu çekin davacı tarafından da cirolanarak davalıya verildiğini, çekler üzerinde hiç bir değişikliğin yapılmadığını, protokolde bahsedilmemiş olmasının çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını göstermeyeceğini, dava dilekçesinde sözü edilen … tarafından ödenmesi gereken kredilerin büyük kısmının müvekkili tarafından ödendiğini, bu bankalara yapılan müvekkili ödemelerinin karşılanması için iki adet çekin takibe konulduğunu savunarak davanın reddini, inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia,savunma,uyulan bozma ilamı uyarınca asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 213,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 1.419.-TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.