Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/4574 E. 2022/8382 K. 28.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4574
KARAR NO : 2022/8382
KARAR TARİHİ : 28.11.2022

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 45. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 25.06.2019 tarih ve 2016/1115 E- 2019/572 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nce verilen 20.01.2021 tarih ve 2020/1168 E- 2021/48 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, kendisinin davalı bankadan 15.03.2007 tarihinde 55.000.- TL tutarlı konut kredisi kullandığını, Rekabet Kurulu’nca 12 bankanın kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini ve davalı bankanın da bu bankaların arasında bulunduğunu, bu nedenle kendisinden fazla faiz alınmak suretiyle zarara uğratıldığını belirterek, söz konusu haksız rekabet nedeniyle uğradığı zararın üç katının şimdilik 15.000.- TL’sinin, 15.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kartel tazminatı ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise, davacının kredisi nedeniyle rekabet kurulu kararı bağlamında zarara yahut haksızlığa uğramadığını, davacının kullandığı kredinin rekabet kurulu kararından önceki tarihli döneme ilişkin olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporuna göre, davacının davalı bankadan 15.03.2007 tarihinde konut kredisi kullandığı, davalı bankanın rekabet ihlali içerisinde yer aldığına dair tespitin yapıldığı dönemin başlangıcının ise 10.06.2010 tarihi olduğu, dolayısıyla davacının, davalı bankadan ihlalin başlangıcı olarak tespit edilen 10.06.2010 tarihinden yaklaşık 3 yıl önce kredi kullandığı, bu nedenle davacının davalı bankanın daha sonraki tarihli bir ihlalinden zarar görmesinin mümkün olmadığı, davacının 4054 sayılı kanunun 57. ve 58. maddelerine dayanarak davalı bankadan tazminat talebinde bulunmasının yersiz olduğu hususlarının belirtildiği, dolayısıyla Rekabet Kurumu kararının isabetli olduğu varsayılsa bile, davacının kredisinin ihlal kararı kapsamında olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, Danıştay’ın davalı banka hakkında verdiği bozma kararı da dikkate alınarak, davacının davasında haklı dayanağının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa’nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 28.11.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.