Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/4436 E. 2022/8215 K. 23.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4436
KARAR NO : 2022/8215
KARAR TARİHİ : 23.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.11.2018 tarih ve 2017/67 E. – 2018/1164 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.02.2021 tarih ve 2019/621 E. – 2021/165 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Trabzon Ramada Otel’e yaptığı iş için ihtiyaç duyduğu lambaları davalı firmadan satın aldığını, satın alınan 680 adet masa lambasının bir çok yönden ayıplı çıktığını ve müvekkili tarafından bu ayıpların süresinde davalıya ihbar edildiğini, tüm bu ayıplar sebebiyle müvekkilinin iş yaptığı Trabzon Ramada Otel’in de mağdur olduğunu ve otelin, ürünleri 08.12.2016 tarihli iade faturası ile müvekkiline iade ettiğini, bu durumun davalıya derhal ve defaatle bildirildiğini ve son olarak ayıplı mal sebebiyle TBK, TTK ve ilgili diğer mevzuata dayanarak sözleşmeden dönme seçimlik haklarını kullandıklarını ve Üsküdar 20. Noterliği 21.12.2016 tarih ve 39982 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ürünlerin aynen ve hemen geri teslime hazır durumda olduğunu ileri sürerek ödenmiş olan 68.204,00 TL satış bedeli, ayıplı maldan doğan mühendislik, taşıma, depolama masrafları için 4000,00 TL, yoksun kaldıkları kar için 18.476,00 TL ve müvekkilinin yaşadığı itibar kaybı için 10.000,00 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu ürünlerin müvekkili şirketin bizzat ürettiği mallar olmayıp 3.şahıs Anıl Aydınlatma tarafından üretildiğini, üretim hatası iddiasının direkt muhatabı olmadıklarını, sipariş sonrası yapılacak ürünlerin numuneleri çıkarılarak ürünler yaptırtılmadan bir ay önce davacı firmaya numune olarak gönderildiğini, davacının numuneyi görüp onayından sonra ürünlerin istediği kalite ve biçimde hazırlattırılarak davacı firmaya sorunsuz teslim edildiğini, davacının ticari örf ve adete uygun davranmadığını, ayıp ihbarlarını süresinde yapmadığını, ürünlerin sipariş ve numuneye uygun yaptırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu, ilk fatura tarihi olan 02.06.2015 tarihinde malların davacı tarafından teslim alındığı, tutanak başlıklı 29.06.2016 ve 18.10.2016 tarihli belgelere göre 135 ve 420 adet lambanın revize edilerek 2. kez davacıya teslim edildiği, dava dışı Ramada Otelin masa lambalarını 08.12.2016’da davacıya iade etmiş olduğu ancak davacının 21.12.2016 tarihinde davalıya ihtar göndermiş olduğu, davacı tarafın faaliyet konusu dikkate alındığında lambaları teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde muayene etmek suretiyle bu muayene sonucunda arızalı olduğunun tespiti durumunda satıcı olan davalıya bildirmekle yükümlü olduğu, anılan şekilde yapılan muayene ile tespitin yapılamaması halinde TBK 223/2. maddesinin uygulanması gerektiği, davacının beyanında lambaların özellikle de örnek gönderilmesine rağmen ürünlerin renginin çok farklı olması ve ürünlerin kafa kısımlarının alüminyumdan yapılmış olması yönündeki ayıp iddiasının basit bir inceleme ile dahi anlaşılabileceği, bu nedenle TTK 23. maddesi yollamasıyla TBK 223. maddesinin uygulama alanının da bulunmadığı, aksi düşünülse dahi yani olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayan bir ayıp olarak kabulü gerekse dahi derhal satıcı olan davalıya bildirim yapılması gerekirken bu gereğin yerine getirilmediği, çünkü ikinci teslim tarihleri olan 29.06.2016 ve 18.10.2016 tarihleri nazara alınsa dahi 21.12.2016 tarihi itibari ile makul sürenin geçtiği, süresinde ayıp ihbarının yapılmaması halinde satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılması gerekeceği ve alıcının ayıba bağlı haklardan yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.