Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/436 E. 2022/4532 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/436
KARAR NO : 2022/4532
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.07.2018 tarih ve 2016/268 E- 2018/712 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.09.2020 tarih ve 2018/2192 E- 2020/967 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, bayilik sözleşmesinde belirtilen ciroya ulaşamamasından kaynaklanan sözleşmesindeki A ve B tipi dijital baskılı duvar kağıdı ücreti nedeniyle oluşan fiyat farkı istemine ilişkindir. Davacının davalıya dava öncesinde gönderdiği ihtarnamede bu fiyat farkının 23.930,40 TL olduğu belirtilmiş, dava dilekçesinde ise fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 5.000.- TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, cezai şart ve ödenmemiş alacak isteminde bulunmamıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne 1.618,94 TL’nin 03.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacı vekilinin istinaf istemi esastan reddedilmiştir. Bu aşamada davacı vekilinin, davacının alacağının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 72.070.- TL üzerinde olduğu yönünde bir beyanı bulunmaması ve dava dilekçesinde açıkça istenmeyen cezai şartın, ıslahla talep edileceği yönündeki beyanın söz konusu alacağın müdeabbih kapsamında olmadığından ıslahla da talep edilmesinin mümkün olmaması karşısında davacı vekilinin temyiz isteminin her halükarda temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun’un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.