Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/4267 E. 2022/8535 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4267
KARAR NO : 2022/8535
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03.04.2019 tarih ve 2018/190 E. – 2019/156 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19.02.2021 tarih ve 2019/1025 E. – 2021/209 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı derneğin 2016/83025 sayılı “Gimat+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli 2013/11748 sayılı “Gima” ve 2014/12524 sayılı “Gimahalle” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın davalı kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu “gimat” markasının, müvekkili adına tescilli olan “gima” markasına tek bir harf eklenerek oluşturulduğunu, orta düzeydeki tüketici açısından “gima” markasına birebir ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik gösterdiğini, iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması gerekenin tüketici kitlesinin tamamı olmayıp, yalnızca ilgili toplum kesiminin bir kısmında dahi bu ihtimalin doğmasının yeterli olduğunu, bu bağlamda, “gimat” ibaresinin, hem görsel, hem de işitsel olarak “gima” markasına önemli derece benzemesi nedeniyle iltibas tehlikesinin kaçınılmaz bulunduğunu, markanın tescil edilmesi halinde müvekkili markasının tanınmışlığından davalının faydalanması olasılığının olduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-1610 sayılı kararının iptaline, “gimat” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markalarının kapsamlarında bulunan hizmetlerin dava konusu başvuru kapsamındaki hizmetleri genel olarak içerdiği, ancak davacı markalarıyla davalının “gimat ” ibare ve biçimli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, oldukça kısa harf dizilerinden oluşan ibarelerde başvuru konusu markanın son harfinde oluşan farklılığın kolaylıkla fark edildiği, başvuru markasına yeterli ayırt ediciliğin katıldığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, davacı markası tanınmış da olsa bir markanın kendisinin aynısı veya benzerine karşı korunabileceği, oysa davacı markası ile davalı başvurusu arasında bu yönde bir benzerlik bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötü niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, aynı biçimde davalının sadece marka tescil başvurusunda bulunmasının da davalıyı kötü niyetli saymaya yeterli olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.