Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/4205 E. 2022/8496 K. 30.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4205
KARAR NO : 2022/8496
KARAR TARİHİ : 30.11.2022

MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.03.2018 tarih ve 2017/164 E. – 2018/86 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.04.2021 tarih ve 2018/2141 E. – 2021/818 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; 2011/03990 sayılı “Konumlu Bağlantı Aparatı” isimli patentin TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı tarafın müvekkiline ait patentin birebir aynısını aynı sektörde kullanarak taklit ettiğini, haksız rekabete yol açtığını ve haksız kazanç elde ettiğini, Bakırköy Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/195 D.iş sayılı dosyasında davalı işyerinde tespit yapıldığını ve tespit raporunda davalı ürünlerinin müvekkilinin patenti ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek müvekkili adına tescilli patente vaki tecavüzün önlenmesine, patentten doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, kullanılan araçlara el konulmasına, 50.000.-TL manevi, 1.000.-TL maddi, 10.000.-TL itibar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, D.iş dosyasında alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davaya konu patentin Türkiye’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde tescilden önce kamuya sunulduğunu, yeni olmadığını, harcı alem nitelikte olduğunu, davacının ürünü ile müvekkili ürününün birbirinden farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı dava yönünden de davalı Pilsan adına TPMK nezdinde tescilli 2011/03990 sayılı patentin yenilik niteliğine haiz olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafa ait patentin başvuru tarihi itibariyle yeni olmadığının ispat edilemediği, patentin incelemeli olarak verilmiş olması ve iki kez rapora gönderilip söz konusu inceleme aşamasında olumlu raporla geçtiği de dikkate alındığında karşı dava olarak açılan hükümsüzlük davasının ispat edilemediği, davalı tarafından üretilen ürünün davacıya ait patentin bağımsız istem 1 de yer alan tüm ana unsurlarını bütünüyle içerdiği, davacı tarafın lisansa göre maddi tazminat talebinde bulunduğu ancak dosyaya yeterli lisans anlaşması ibraz edilmediği ayrıca davalı defter ve kayıtlarında bir adet ürünün satılmış olduğunun tespit edildiği, üretim yapan bir firmanın 1 adet ürün satmasının hayatın olağan akışı ve ticari gerçeklerle uygun düşmediği, zararın tam olarak belirlenmediği durumlarda maddi tazminatın hakimin takdir hakkıyla belirleme yetkisi olduğu, itibar tazminatı talebi yönünden patentin kötü şekilde kullanımı ve zedeleyicilik konusunda bir belirleme bulunmadığı gerekçesiyle davalı üretiminin davacı patentine tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ve menine, davalı tarafın ürünü piyasaya sunmasının, üretim ve tanıtım yapmasının engellenmesine, ürünlere, üretim kalıplarına el konulmasına, masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, ürünlerin internet sitesinde tanıtımının engellenmesine, 1.000.-TL maddi, 7.500.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 351,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 30/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.