Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/4014 E. 2022/8285 K. 24.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4014
KARAR NO : 2022/8285
KARAR TARİHİ : 24.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.11.2018 tarih ve 2016/1059 E. – 2018/1171 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 04.03.2021 tarih ve 2019/410 E. – 2021/281 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki 15.06.2005 tarihli bayilik sözleşmesinin davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden 23.09.2011 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafından davacıya gönderilen 31.08.2007 tarihli “faturasız hat prim sistemi, faturalı hat prim sistemi ve faturasız ve faturalı hat sistemlerindeki ortak prim kalemleri” başlıklı duyuruda bayilerin yapacağı aktivasyon, fatura ödemesi alma, anahtar kart, sabit gider desteği vb. işlemlerinde bayilere belli oranlar hesaplanarak fon primi adı altında ödeme yapılacağının belirtildiğini, ancak müvekkilinin hak etmiş olduğu fon primlerinden ve hasılatlardan davalı şirket tarafından 2007 yılından başlamak üzere değişik tarihlerde sessiz hat kesinti bedeli, eksik ve gelmeyen evrak kesinti bedeli, bayi pc teknik destek kesintisi, devir cezası, hatalı işlem bedeli vb. adlar altında haksız ceza kesinti yapıldığını, alınan bedellerin tutarlarının 2007 yılından haksız olarak bayilik sözleşmesinin feshedildiği tarih olan 2011 yılına kadar 92.700,00 TL’ye ulaştığını, müvekkilinin abonelerden alması gereken bilgi ve belgeleri eksiksiz alarak davalıya ulaştırdığı halde davalı tarafından kaybedildiğini, davalı tarafından gönderilen ve dava dilekçesi ekinde sunulan ceza faturalarında yapılan kesintilerin neye, hangi abonelik işlemine ait olduğu belirtilmemiş olup sessiz hat kesinti bedeli vb. gibi muğlak ifadelere yer verildiğini ileri sürerek, davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen ceza tutarı toplamı olan 92.700,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, feshin sözleşmenin 35/3. maddesi uyarınca fesih öneli verilmek suretiyle usulüne uygun yapıldığını, 133 kalem ceza kesintisi için keşide edilen faturalara itiraz edildiğine dair delil sunulmadığını, davacının bayilik sözleşmesinin 41. maddesi gereğince sözleşmenin eki sayılan duyurulara aykırı hareket etmesi nedeniyle hak edişinden kesinti yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin feshinin 35/3. madde uyarınca fesih öneli verilmek suretiyle yapıldığı, bayilik ilişkisinin usulüne uygun şekilde sona erdiği, davalının sözleşme gereğince davacıya ödemesi gereken hakedişten tek taraflı mahsup işlemini gerçekleştirip faturaya bağlayarak faturaları davacıya gönderdiği, davacının söz konusu faturalara TTK’nın 21/2. madesinde öngörülen sürede itirazda bulunmadan faturaları ticari defterlerine kaydedip benimsediği, bayilik sözleşmesinin 10.2 ve 10.4 maddelerinde yer alan düzenleme karşısında davalının tek taraflı kesinti yapma hakkı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.