YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/400
KARAR NO : 2022/4606
KARAR TARİHİ : 08.06.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.06.2018 tarih ve 2015/1289 E. – 2018/632 K. sayılı kararın davacı … vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/47 E. – 2020/1127 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; davacıların kızları …’ın 12.12.2014 tarihinde banyoda bulunan şofbenden sızan gaz sonucu karbondioksit zehirlenmesinden yaşamını yitirdiğini, İpragaz marka tüplerin verdiği zararların davalı … nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, desteğini kaybeden davacıların maddi destekten yoksun kaldıklarını, davalı … şirketine tazminat ödenmesi hususunda 30.07.2015 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak sigorta şirketinin rizikonun teminat dışında olduğu gerekçesiyle başvurularını reddettiğini, oysa Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası genel şartları uyarınca rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın zarara uğrayan üçüncü kişinin zararının karşılanacağının düzenlendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 1.250,00 TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL destekten yoksunluk tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının, tüp gaz zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığını, poliçenin likit petrol gazını tüpleyen şirketlerin tüplerinin bulundukları yerlerdeki infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması gibi nedenlerle verecekleri zararları kapsadığını, desteğin dışarı atılmayan karbonmonoksit gazından zehirlenerek vefat ettiğini, somut olayın poliçe teminatı kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıların kızları/ desteği …’ın 12/02/2014 tarihinde kendi evinde banyoda bulunan şofbenden sızan gaz neticesinde karbondioksit zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirdiği, davalı … şirketinin sigortalısı olan şirketin çalışanı/elemanı tarafından ilgili mevzuat uyarınca tüp takılan yerde herhangi bir eksiklik gördüğünde tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksiklikleri gidermezse gerektiğinde tüpü takmaması gerektiği halde davacı …’ın konutunda olayın meydana geldiği yere tüp takıldığı, olayın meydana gelmesinde davacı … ve davalı şirket sigortalısının eylemlerinin ortak illiyet/tamamlayıcı illiyet oluşturduğundan eşit oranda kusurlu bulunduklarının kabulünün gerektiği, hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez ilkesi gözetildiğinde davacı …’ın işbu davasınının haklı nitelikte bulunmadığı, davacı …’ın, TTK.m.1478 uyarınca sigorta poliçesi ve teminat limiti kapsamında; sigortalısının sorumluluğunu üstlenen davalı şirket aleyhine uğradığı zararın tazmini için doğrudan işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine, davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile 31.265,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13/09/2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı … vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesinde, “Bu sigorta, Likit Petrol Gazı (LPG) tüpleyen firmaların, doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin kullanılmak üzere bulundurdukları yerlerde infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarını, aşağıdaki şartlar dairesinde temin eder. Bu sigortayı, Likit Petrol Gazını (LPG) depolayan, tüplere dolduran, nakleden, bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye satan LPG Dağıtım Şirketleri, yaptırmak zorunda oldukları Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortasına ek olarak yaptıracaklardır. Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası bulunan bir işyerinde, kullanılmak üzere bulundurulan LPG tüpünün infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu verilecek zararlar, Tüpgaz Sorumluluk Sigortası limitleri dahilinde sigortacısı tarafından tazmin edilir.” hükmü bulunduğu, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1/1-3 maddelerinde sorumluluk sigortasının üç hali “LPG tüpünün infılaki, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu verilecek zararları” teminat altına aldığı, somut olayda ise zararın bu üç halin en az birinden meydana gelmemesi karşısında, davalı … şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, davalı sigortacı tarafından her türlü zararın teminat altına alındığının kabul edilemeyeceği, poliçenin ancak özel ve genel şartlar kapsamında teminat altına aldığı rizikolar bakımından geçerli olduğu, poliçe genel ve özel şartlarında teminat altına alınmamış bir rizikondan kaynaklı olarak sigortacının sorumluluğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalı … şirketine karşı açılan davanın tümden reddi gerekirken, davacı … yönünden kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.