Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/3797 E. 2022/5851 K. 14.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3797
KARAR NO : 2022/5851
KARAR TARİHİ : 14.09.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.11.2020 tarih ve 2019/584 E. – 2020/530 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili aleyhinde 01/04/2007 tanzim, 01/04/2010 vade tarihli ve 100.000,00 TL bedelli bir adet bono için Şişli 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/19510 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını, imza davacının olsa bile bononun sonradan doldurulduğunu, müvekkili …’in 15 sene önce şirketin imza yetkilisi …’ın babası …’a bir takım mali işleri yürütebilmesi için açığa imzaların kullanılması suretiyle davaya konu teşkil eden bononun düzenlendiğini, davalı şirket yetkilisi …’ın ortağı olduğu dava dışı Çağın Teks. Şirketinin icra takibini açtıkları tarihte müvekkili o tarihte hisse devrettiğine ilişkin bir ihtar gönderildiğini, bu ihtarda hisse devir sözleşmesine dayalı olarak davaya konu bonodaki gibi aynı yazı puntosu ve karakteriyle bilgisayarda hazırlandığı üzeri doldurulmuş bono hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığ’ına 2010/33174 Hazırlık numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, üzeri doldurulmuş hisse devir sözleşmesi için Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/25049 Hazırlık numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin borca batık olduğundan Şişli 5. İcra müdürlüğünün 2010/19510 Esas sayılı dosyasında takibin dava sonuna kadar durdurulması gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile davacı müvekkilinin dava konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı borçlunun iddialarının kabul etmediklerini ve bu iddiaların doğruyu aktarmadığını, davanın zaman aşımından reddine karar verilmesini, yeminli mali müşavirine kendi imzasını taşıyan boş kağıtları mükelleflerine verdikleri hiç ama hiç raslantı bir durum olmadığını savunarak, davanın reddi ile davalının %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/853 E 2017/731 K sayılı kararı ile ihyası kabul edilen davalı şirkete tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verildiği, 11/10/2017 tarihinde bu kararın kesinleştiği, 24/01/2020 tarihli duruşmada tasfiye halinde Mercek Holding tasfiye memuru …’ın, davayı kabul ettiklerine ilişkin beyanda bulunduğu, … tarafından verilmiş olan davayı kabul eden Av. … adına düzenlenmiş ve açıkça davayı kabul yetkisi içeren 18/12/2017 tarihli vekaletname örneğini sunulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Şişli 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/19510 Esas sayılı takip sayılı dosyasında (Yeni 23. İcra Müdürlüğü’nün 2010/19510 Esas sayılı takip dosyası) borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, dosyada davanın kabulüne karar verilmiş olmasına, davacı temyiz itirazlarının davanın esasına ilişkin olmasına ve bu nedenle davacı temyizinde hukuki yarar bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.