Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/3732 E. 2022/7693 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3732
KARAR NO : 2022/7693
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.04.2018 tarih ve 2017/75 E. – 2018/358 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2018/1952 E. – 2020/1230 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü arasında, … Mah.., 16 parsele bina yapıp, karşılığında 20 yıl kullanım ve işletme haklarına sahip olacağı inşaat yapım karşılığı uzun süreli kiralama ve işletme sözleşmesi imzalandığını, davalının ise müvekkiline ait inşaata C40 dayanım sınıfında beton imal edip, inşaat alanına dökme işini üstlendiğini, davalı tarafından imal edilen betonun C30 dayanım sınıfında olduğu belirlenerek inşaatın …Belediyesince 23/11/2015’de durdurulduğunu, müvekkilince yapının güçlendirilmesi için tadilat projesi hazırlandığını, tadilat-güçlendirme projesinin belediyece kabulü ile inşaata 24/08/2016 tarihinde yeniden ruhsat alınıp, tekrar devam edilebildiğini, böylece inşaatın yapımı yönünden 10 ay kadar kayıp yaşandığını, sözleşmeye aykırı beton imalatı nedeniyle müvekkilinin betonun niteliğinin tespiti, yeniden inşaat ruhsatı alımı ve proje nedeniyle masraflar yaptığını, inşaatın yaklaşık 10 ay gecikmesi nedeniyle gelir kaybına uğradığını, bina değerinin düştüğünü ve sözleşme gereği idareye cezai şart ödemek zorunda kalacağını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 310.000.-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmeyi Tek Beton İnşaat şirketi ile imzaladığını, davacı ile aralarındaki sözleşmeye göre Tek Beton’un davacıya beton sağlama yükümlülüğü altında olup ikisi arasındaki ilişkinin müvekkilini ilgilendirmediğini, davanın husumet sebebiyle reddi gerektiğini, müvekkilinin kusuru olmamakla birlikte sorumluluğunun da bulunmadığını savunmuştur.
İlk derece mahkemecesince tüm dosya kapsamına göre; davacının sözleşmeye taraf olmadığı, davacının kendi taşeronu bulunduğu Ayışığı Otomotiv ile yaptığı sözleşme ve alt sözleşmelerde taşeronların akdi ilişki içinde olmadıkları, ana yükleniciye doğrudan sorumluluklarını gerektiren bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda davacının aralarında akdi ilişki bulunmayan davalıdan, davaya konu zarar kalemlerini ancak yansıma zarar olarak isteyebileceği, davalının C40 yerine C30 beton vermesinin haksız fiil değil, akde aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle davacının haksız fiile dayanmasının mümkün olmadığı, “sözleşmenin nispiliği kuralı” gereği, ancak sözleşme taraflarının birbirleri aleyhine zarar davası açmasının mümkün olduğu, davacının kendi taşeronu Ayışığı şirketinden talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının akdettiği sözleşme gereğince yüklenici dava dışı şirkete başvurması gerekirken, yansıma yoluyla davalıdan tazminat talebinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

E.C.