YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3708
KARAR NO : 2022/2597
KARAR TARİHİ : 30.03.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 10.10.2013 gün ve 2011/507-2013/255 sayılı hükmün (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 04.03.2014 gün ve 2014/810-2014/4285 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararı HGK.’nın 10.06.2020 gün 2017/19-927 esas 2020/382 karar sayılı kararı ile yerinde görülerek diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın Köroğlu Şubesinde açılmış bulunan ve 20.10.2003 tarihinde vadesi dolan hesabındaki 367.000.-TL ile dava dışı başka mevduat hesaplarındaki paraları tahsil için davalı bankaya gittiğinde, şube personeli …’nun usulsüz işlemler yaptığı ve şubenin incelemede olduğu belirtilerek ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/582 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, ilk verilen kararın bozulması üzerine dosyanın 2010/379 E. sayısına kaydedildiğini, dosyada yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkilinin davalıdan 375.483,99 TL alacaklı olduğunun ve 20.10.2003 tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceğinin tespit edildiğini, davanın taleple bağlı kalınarak 1.000.-TL üzerinden kabulüne karar verildiğini, ilamda yazılı fazlaya ilişkin haklar için davalı aleyhine Ankara 23. İcra Dairesi’nin 2010/20140 takip sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının takibe dayanak yaptığı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının temyiz incelemesinin sonuçlanmadığını, kesinleşmeyen ve likit olmayan bir alacak için kötü niyetli olarak takip yapıldığını, davacının tüm işlemlerinde doğrudan banka personeli … ile muhatap olarak bankanın denetim mekanizmasını kasten saf dışı bıraktığını, banka yetkililerince imzalanmayan hesap cüzdanlarından dolayı bankanın sorumlu olamayacağını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/379 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece verilmiş bulunan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olan karar nazara alındığında, davacının 3004607-MT-002 nolu hesaba ilişkin olarak davalı bankadan 374.483,99 TL alacaklı olduğu, bu miktarın 1.000.-TL’lik kısmının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dava ile hüküm altına alındığı, bu nedenle davacının dava konusu icra takibi ile davalıdan 374.483,99 TL asıl alacak ve bu alacağa mevduat hesabının vadesinin dolduğu 20.10.2003 tarihinden takip tarihi olan 22.12.2010 tarihine kadar işlemiş faiz talep edebileceği, işlemiş faiz miktarına dair alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara 23. İcra Dairesinin 2010/20140 E. sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile 374.483,99 TL asıl alacak ve 794.131,78 TL işlemiş faiz alacağının, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıya ait mevduat hesabında bulunan takip konusu alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %40’ı oranında hesaplanan 467.446,31 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin(Kapatılan) 04.03.2014 tarihli ve 2014/810 E., 2014/4285 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına karşı direnilmiş ve direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na intikal etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.06.2020 tarihli ve 2017/19-927 E., 2020/382 K. sayılı direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğuna dair ilamı üzerine, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümünün eldeki dava için kesin hüküm teşkil etmesine göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan direnme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 59.871,11 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.