Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/3694 E. 2022/5748 K. 12.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3694
KARAR NO : 2022/5748
KARAR TARİHİ : 12.09.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
BİRLEŞEN DAVA : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/567 ESAS

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.02.2021 tarih ve 2015/610 E. – 2021/123 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin kiracı, diğer davalının ise müşterek borçlu sıfatı ile davadışı Daimler Chrysler A.Ş ile imzaladığı finansal kiralama sözleşmeleri gereği ödemeleri gereken borcun 37.738,60-TL’ lik kısmının müvekkili tarafından borç olarak davadışı şirketin banka hesabına ödendiğini, ancak davalıların bu meblağı müvekkiline geri ödemediklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dava ile talebini toplamda 33.778,60 TL olacak şekilde artırmıştır.
Davalılar vekili, davacının TMK.’nın 6. maddesi gereği müvekkili şirkete borç verdiğini ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, dava dosyasına mübrez dekontlar ve Akbank’tan gelen yazı ekindeki havale bilgileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafından 26/0203 ve 26/0218 nolu sözleşme açıklamaları ile toplamda 44.578,50 TL ödemenin yapıldığı, ödemelerin davalı şirketin finansal kiralama bedeli borcuna mahsuben yapılan ödeme olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl dava bakımından; davanın kabulüne, 10.000,00 TL’nin dava tarihi olan 01/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirket ve davalı … mirasçıları … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen dava bakımından, davalı Maket Gıda hakkındaki dava atiye terk edildiğinden bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan davada davanın kabulüne, 33.778,60 TL’nin davalı … mirasçıları … ve …’den dava tarihi olan 16/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tüzel kişiler, medeni haklardan istifade (hak) ve borç ehliyetine sahiptirler, bu nedenle taraf ehliyetine de sahiptirler. Bir tüzel kişinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken, tüzel kişiliğin sona ermesi halinde, o tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulur. Bu nedenle, davaya eski tüzel kişiye karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. (Bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1979, 4. Baskı, Cilt 1, Sh.628 vd.) Tüzel kişiliğin sona ermesi için, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin yeniden ihyası sağlanarak, tüzel kişilik aleyhine açılan davaya devam edilmesi gereklidir.
Somut olayda, Dairemizin 09.06.2015 tarihli ve 2014/19209 esas ve 2015/8490 karar sayılı ilamından sonra, davalılar vekili tarafından verilen 12.11.2018 tarihli dilekçeyle, davacı şirketin 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği ileri sürülmüştür. Mahkemece yapılması gereken iş, davacı şirketin ihyası amacıyla ilgili tarafa süre verilmesi, ilgili tarafın, bu davacının tasfiye memurları ve Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine açacağı ihya davasının sonucunun beklenmesi, ihyaya ilişkin karar sunulduktan sonra, taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devamla, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre karar verilmesi, bu şekilde taraf teşkili ve dava ehliyeti şartı tamamlanamaması halinde ise HMK ‘nın 114/1,d ve 115. maddelerine göre dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte iken, bu husus gözden kaçırılarak yapılan yargılama sonucunda ticaret sicilinden terkin edilen davacı şirket hakkında infaz kabiliyeti olmayan hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine ise şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 12/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.