YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3665
KARAR NO : 2022/7569
KARAR TARİHİ : 31.10.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.03.2018 tarih ve 2016/121 E. – 2018/266 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 19.02.2021 tarih ve 2019/2642 E. – 2021/260 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile dava dışı Ka Dizayn Otel Donanımları Mobilya İnşaat Turizm Taşımacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. arasında 26.11.2010 tarih ve 1.000.000.- TL bedelli genel kredi sözleşmesi, 29.11.2010 tarih ve 1.000.000.- TL bedelli genel kredi sözleşmesi ve 11.02.2014 tarihli 1.250.000.- TL tutarlı kredi çerçeve sözleşmesinin imzalandığını, davalının anılan kredi sözleşmelerinden 26.11.2010 tarih ve 1.000.000.- TL bedelli genel kredi sözleşmesini, ayrılmaz parçası niteliğindeki müşterek borçlu müteselsil kefalet şerhlerini kefil sıfatı ile imzaladığını, bu nedenle davalının anılan kredi sözleşmesinden doğan borç ve ferilerinin tamamından müşterek borçlu müşterek müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğunu, davalının borçlu şirketin kredi koşullarına uymaması ödemelerde temerrüde düşmesi sebebi ile 977.011,07 TL nakit, 67.200.- TL gayrinakit borcun ödenmesi talebi ile Beşiktaş 17. Noterliği’nin 07/01/2015 tarih ve 3076 yevmiye nolu ihtar keşide edildiğini, ihtarname tebliğine rağmen borç ödenmediğinden Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün 2015/843 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle takip dosyasına yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının ilanen tebliğ edildiği, ancak cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, davacı banka ile dava dışı asıl kredi lehtarı şirket arasında çerçeve niteliğinde birbirinden bağımsız nitelikte üç ayrı kredi sözleşmesi bağıtlanmış olduğu, davaya konu icra takibinde banka alacağını oluşturulan nakdi ve gayri tüm kredilerin 11.02.2014 tarihli 1.250.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında açılan ve kullandırılan kredilerden doğduğu, davalı kefil …’nin sadece 26.11.2010 tarihli kredi sözleşmesinde kefalet imzasının bulunması, 11.02.2014 tarihli 1.250.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşme kapsamında kefaletinin bulunmaması nedeniyle davaya konu icra takibinde davacı banka tarafınca dört ayrı kredi türü ve hesabı halinde talep edilen nakdi ve gayri nakdi kredilerinden kefaleten sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece bilimsel verilere uygun, tarafsız ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bilirkişi raporunun aksine icra takibine konu alacağın, davalının kefili olduğu, kredi sözleşmesinden doğduğuna ilişkin herhangi bir belge de sunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.