Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/3630 E. 2022/8311 K. 24.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3630
KARAR NO : 2022/8311
KARAR TARİHİ : 24.11.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.11.2018 tarih ve 2016/281 E- 2018/1170 K. sayılı kararın asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.03.2021 tarih ve 2021/299 E- 2021/285 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı ile malzeme temini ve teslimi hususunda anlaştıklarını, davalının müvekkiline düzenlediği faturalar karşılığında davalıya 4 adet sıralı çek verildiğini, ancak davalının taahhütlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine, müvekkili tarafından davalıya bu faturalarının iade edilerek çeklerin iadesinin istendiğini, davalının elinde olan ileri tarihli toplam 3 adet çekin bedelsiz kaldığını ileri sürerek dava konusu 30.03.2016 tarihli 30.000.- TL bedelli, 30.04.2016 tarihli 75.000.- TL bedelli ve 30.05.2016 tarihli 75.000.- TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, dava konusu çeklerin müvekkilinin davacıya düzenlemiş olduğu 13.10.2015 tarihli 224.766,40 TL bedelli faturaya ilişkin olduğunu, müvekkilinin bu fatura bedelini 4.776,40 TL’lik kısmını elden aldığını, kalan kısmı için ise davacıdan dava konusu çekleri aldığını, bu fatura içeriği malların davacıya teslim edildiğini, davacının da faturayı ticari defterlerine kaydettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında pimapen, kalebodur alım satımı gerçekleştiğini, davalıya teslim edilen mallar karşılığı düzenlenen 25.10.2015 tarihli fatura bedelinin ödenmediği, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, birleşen davada davacı tarafın, tarafların vergi dairesine bildirmiş oldukları BA-BS bildirimlerine dayanmış olduğu göz önüne alınarak ihtilaf konusu döneme ilişkin formlar celbedilerek yapılan bilirkişi incelemesinde birleşen dava davalısı Ekim ve Kasım ayında alım yapıldığına dair bildirim verildiği, bu alımlar karşılığında birleşen dava davacısı firmasına iade veya satış yapıldığına dair bildirimde bulunmadığı, asıl dava davalısı Ağaoğlu firmasının 2016 yılı büyük alımlar bildiriminde gerekse Ağaoğlu defterlerinde … firmasının iade faturalarına rastlanmadığı, yine … firmasının beyanlarında iade yapıldığını ispat edici mahiyette belge sunulmadığı, birleşen dava davacısının düzenlemiş olduğu fatularaın davalı … tarafından bağlı bulunulan vergi dairesine aynen bildirim yapılmış olduğu, davalı tarafından fatura içeriklerinin teslim alındığının ispat edilmiş olduğu, asıl dava yönünden davacı davalıya teslim ettiği çek bedellerinin karşılığı olan malların kendine teslim edilmediğini iddia etmiş ise de taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince malların davacıya teslim edildiği ve çek karşılıklarının davacı tarafından ödenmiş olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 7.911,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı birleşen davada davalıdan alınmasına, 24.11.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.