YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3271
KARAR NO : 2022/6833
KARAR TARİHİ : 11.10.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.03.2019 tarih ve 2018/714 E- 2019/256 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.02.2021 tarih ve 2019/863 E- 2021/306 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7.4 madde gereğince dağıtım faaliyetinin hisselerinin tamamının davalıya ait olduğu dönemde MEDAŞ ‘ın özelleştirilmesinden önce 13/05/2009 tarihinde meydana gelen bir iş kazası nedeniyle Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2016/249 esas 2017/213 karar sayılı hükmü gereğince MEDAŞ tarafından SGK’ya ödenen meblağın davalı tarafça ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL ve ilgili dava kapsamında yapılan yargılama giderlerinin yine fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL ‘nin avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, TEDAŞ’ın özelleştirilmesi sürecinde alınan bir kısım yargı kararları sonrasında TEDAŞ ile hisselerinin tamamına sahip olunan 20 Elektrik Dağıtım Şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığını, Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. 25/09/2008 tarihinde de gerçekleştirilen ihale sonucunda şirketin tüm hisselerinin 30/10/2009 tarihinde Alcen Enerji Dağıtım ve Parakende Satış Hizmetleri A.Ş. tarafından devir alındığını, MEDAŞ’ın ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ve özelleştirme idaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları yapılıp listeler hazırlanarak tespit tutanağı imzalandığını ve yönetim kurullarının onayından geçerek kesinleştiğini işletme hakkı sözleşmesinin imzalanması, ile birlikte işletme hakkının devredildiğini ve 24/07/2006 tarihi sonrasında dağıtım faaliyetinin davacı tarafça yürütüldüğünü ve sözleşmenin 7. maddesinde açıkça belirtildiği üzere 24/07/2006 sonrasında meydana gelen zararlara ilişkin olarak sorumluluğun dağıtım faaliyetini yürüten davacıya ait olduğunu, sözleşmenin hiçbir yerinde hisse devir tarihine kadar sorumluluğun davalıya ait olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca TEDAŞ’ın sorumlu tutulabilmesi için tazminata esas olayın İHDS imzalanmadan önceki döneme ilişkin olması gerektiğini, somut olayda da tazminat ödemesine neden olan iş kazasının 13/05/2009 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle davalıya rücu edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın konusu 24/07/2006 tarihli İHDS imza tarihi sonrası oluşan işçilik alacaklarından dolayı yükümlülüğün kimde olduğu ve davacının icra kanalıyla ödediği tazminat ve yargılama giderinin davalıdan talep edilip edilemeyeceğinden ibaret olduğu, olayda dava konusu yapılan ödemenin “faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlem” kaynaklı mı yoksa “tesislerin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluk” mu olduğunun belirlenmesi gerektiği, davacı taraf iş kazasına dayalı olarak ödediği tazminatı talep etmekte olup iş kazası “tesislerin işletilmesinden kaynaklanan” hukuki sorumluluk olduğundan sorumluluk tarihi İHDS sözleşmesinin 7.6 ve 7.7 maddelerine göre belirlenmesi gerektiği, bu durumda iş kazasının İHDS sözleşmesinin imzalanmasından sonra meydana geldiği ve davacıya sözleşmeye dayalı olarak rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesince rücuya esas davadaki dava konusu olayın taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan İHDS tarihinden sonra 13/05/2009 tarihinde meydana geldiği, İHDS’ nin 7.6 ve 7.7 maddelerine göre sözleşmenin imzalanmasından sonra meydana gelen olay nedeniyle sorumluluğun devir alan davacı şirkete ait olduğundan ödenen miktarın, sözleşmeye dayalı olarak davalıya rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.