Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/3225 E. 2022/6063 K. 20.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3225
KARAR NO : 2022/6063
KARAR TARİHİ : 20.09.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.10.2020 tarih ve 2019/654 E. – 2020/403 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı hakkında Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/23721 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligata ilişkin şikayet davası açıldığını ve icra takibine de itiraz edildiğini, usulsüz tebligat şikayetinin mahkemece kabul edildiğini ve Yargıtayca onandığını, duran takibe itirazın iptali için ve takibin devamı için bu davayı açtıklarını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takip konusu çeklerin zamanaşımına uğradığını iddia ettiğini, ancak çeklerdeki imzaların inkar edilmeyerek kabul edildiğini, müvekkilinin alacağının davalı tarafından imzası inkar edilmeyen senede dayalı alacak olduğunu, takip konusu çekler ile ilgili olarak her ne kadar zamanaşımı süresi geçmişse de borcun zamanaşımına uğramadığını, alacağın devam ettiğini, takip konusu çeklerin davalı tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini ancak çek bedelleri ödenmediğini, icra takibinin davalının haksız itirazları neticesinde durduğunu, davalının vadesinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını, likit alacağın tahsilini geciktirmek için takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalı hakkında %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davanın kabulü ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, itirazın iptali davasının kanunun belirttiği zamanda açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, usulsüz tebligata ilişkin şikayet davasının açımına müteakip 02/03/2011 tarihinde Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/23721 Esas sayılı dosyasına itirazda bulunduğunu, itirazın davacı tarafa tebliğ edilmemesine rağmen, bu itirazı 22/05/2013 tarihinde öğrendiklerini beyan etmelerinin doğru ve inandırıcı olmadığını, ödeme emrini müvekkilinin 28/02/2011 tarihinde öğrendiğini ve itiraz süresinin bu tarihten itibaren işleyeceğini, davacı tarafın yeni bir ödeme emri göndermeden açmış olduğu itirazın iptali davasının kanun ve usule aykırı olduğunu, davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını, çeklerin hükmünü zamanaşımı nedeniyle yitirdiğini, müvekkili ile davacı arasında temel bir borç ilişkisinin söz konusu olmadığını, davacı tarafın takip talebinde yalnızca çeklerden bahsettiğini, temel borç ilişkisinden bahsedilmediğini, dava konusu çekler ile ilgili takibin mükerrer olduğunu, İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2005/1601 Esas sayılı 5 adet ve toplam 34.614.-TL olan çekler için davacı tarafın, müvekkili aleyhine kambiyo takibi yaptığını, bu takibe İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/155 Esas ve 2008/343 Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiğini, dava konusu takipte asıl alacak olarak 82.000.-TL gösterildiğini, ancak borcun sebebi kısmında toplamı 34.614.-TL olan ve daha önce takip konusu olmuş çeklerden bahsedildiğini bu yönüyle davanın reddedilmesi ve takibin iptal edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere haksız dava tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın alacağına dayanak etmiş olduğu çeklerin zamanaşımına uğradığı, zaman aşımına uğramış çeklerin temel ilişki kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, bu durumda alacağın varlığını ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre, çeklerin eski tarihli olması nedeniyle kayıtlarının bulunmadığı, davacı tanıklarının da davacı tarafın alacağı ve miktarı konusunda kesin bilgilerinin olmadığı yönünde beyanda bulundukları, davacı tarafın bozma ilamında belirtildiği şekilde temel ilişkiye dayalı olarak alacağın varlığını ispatlayamadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddiyle kötü niyet tazminat isteminin de koşullar oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.