Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2918 E. 2022/7045 K. 17.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2918
KARAR NO : 2022/7045
KARAR TARİHİ : 17.10.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.10.2017 tarih ve 2016/202 E. – 2017/194 K. sayılı kararın asıl davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.02.2021 tarih ve 2018/1185 E. – 2021/337 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı …. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili; davalı adına “mersin kart” markasının tescil ettirdiği ancak bu markanın 556 sayılı KHK’nun 7 ve devamı maddeleri uyarınca marka vasfında olmadığını, ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını, herhangi bir ayırt edici kelime, unsur ve saire koymaksızın sadece mersin ve kart sözcüklerinden oluşan ibarenin tescil ettirildiğini belirterek davalıya ait “mersin kart” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin tek başına şehir adını marka olarak tescil ettirmediğini, 556 sayılı KHK’nun 5. ve 7. maddesine aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, davacının hizmet verdiği şehirlerde şehir ismini ihtiva eden bir kart kullanımına yönelik uygulamasının bulunmadığını, haksız rekabetin söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin 2004/06321 sayılı “Mersin Kentkart” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının da aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davalıya ait “Mersin kart” ibareli markanın müvekkiline ait marka ile karıştırılma ihtimali bulunduğunu ileri sürerek davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; Mersin ilinin kartıyla meşhur bir il olmaması, bu ibarenin marka olarak ayırt ediciliğinin bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden ise davacının Mersin Kentkart şekil markası ve davalının mersin kart ibareli markaları dikkate alındığında her iki markada ‘’Mersin kart’’ ibaresinin öne çıktığı, her iki marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik bulunduğunu, ortalama tüketici nezdinde bağlantı kurma ihtimalinin mevcut olduğu, markaların benzer olduğu, karıştırma tehlikesi bakımından yapılan değerlendirmede ise mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, davalıya ait markanın 9. sınıfta yer alan manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları, bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilir elektronik yayınlar, manyetik/optik okuyucu kartlar, bilet otomatları, nakit para çekme makineleri emtiaları yönünden davacı markasıyla benzer olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne, bu emtialar yönünden markanın kısmen hükümsüzlüğüne ve diğer sınıf ve emtialar yönünden davanın reddine karar verilmiş, kararı asıl davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; Mersin ilinin kartıyla meşhur bir il olmadığı, bu ibarenin ayırt ediciliğinin bulunduğu, dolayısıyla tesciline engel bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla asıl davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, birleşen davanın taraflarına ait markalarda Mersin Kart ibaresinin ön plana çıktığı, ortalama tüketici nezdinde markalar arasında bağlantı kurma ihtimalinin bulunduğu ve karıştırılma tehlikesinin oluştuğu, markalar arasındaki emtia ve sınıflar dikkate alındığında benzer olduğu anlaşıldığından bu yönlerden verilen kısmi hükümsüzlük kararı usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı Asis A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve 5. maddeleri uyarınca, ‘’Mersin Kart’’ ibaresinin tescil edilen emtia sınıfları yönünden somut ayırt ediciliğinin olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı Asis A.Ş. vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 42,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalı Asis Elektronik ve Bilişim Sistemleri’nden alınmasına, 17/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.