Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2891 E. 2022/8308 K. 24.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2891
KARAR NO : 2022/8308
KARAR TARİHİ : 24.11.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15.10.2018 tarih ve 2014/931 E. – 2018/1309 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.11.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. …n dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı …Ş.’nin …Şubesi’ndeki 3856 nolu yatırım hesabının sahibi olup 20.000 hisse CEMTS, 5000 hisse ECİLC, 3500 hisse HURGZ, 6500 hisse KARSN, 5000 hisse PETKM, 10000 hisse ZOREN, 0.599 hisse HEKTS, 0,111 hisse TOASO hisselerinin bulunduğunu, bu hisse senetlerini satmadığı gibi senetlere dair hiçbir işlem yapmadığını, 21.12.2012 tarihinde Turkish Yatırım A.Ş.’nin …Şubesi’nden verilen hesap özetinde, müvekkilinin söz konusu hisse senetlerinin yatırım hesabında mevcut olmadığının anlaşıldığını, yatırım hesaplarından yetkili ve sorumlu olan …’nın kaçtığının öğrenildiğini, …9. Noterliği’nin 07.02.2013 tarih ve 03172 nolu ihtarnamesi ile 2010-2011 yılının ekstresinin talep edildiği, yine …10. Noterliği’nin 09.04.2013 tarih ve 014929 nolu ihtarname ile hisse senetlerinin iade edilmesinin ihtar edildiğini, ancak bu güne kadar iade edilmediğini iddia ederek davalının hisse senetlerini müvekkiline iade etmesine, ayrıca hisse senetlerinin bölünmesi, çoğalması ve temettü geliri veya başka getirilerinin de davacıya aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili kurumun personeli olan … ile banka personeli olan … ve …’nin nitelikli zimmet suçuna ilişkin yaptıkları usulsüz işlemlere dayalı zimmet suçundan açılan davanın devam ettiğini, usulsüz bir işlem var ise doğrudan tazmin etmekle onların mükellef olduklarını, davacının ilgili şahıslara dava açmadığını, davanın bu kişilere ihbar edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının, davalı çalışanı tarafından kendisine verilen 21.12.2012 tarihli hesap ekstresine dayandığı, davalının bu ekstrenin sahteliği iddiasında bulunmadığı, ancak ekstre içeriğinin doğru olmadığını iddia ettiği, bu iddianın dinlenebilmesi için davacı ile davalı banka çalışanının işbirliği içerisinde hareket ettiklerinin ispatlanması gerektiği, böyle bir iddia olmadığı gibi bu yönde delil de ileri sürülmediği, Bankalar Kanunu’nun 10/3. maddesi uyarınca davacının hesabındaki bu para/menkul kıymetleri talep edebileceği, aracı kurum olan davalı şirketin faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, işin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeleri gerektiği, bu kapsamda gerekli önlemleri almaları, faaliyetlerini sürdürmeleri için sahip oldukları kaynakları etkin bir biçimde kullanmaları ve yatırımcıyı korumaya ilişkin diğer düzenlemeler ile müşteriyi ilgilendiren tüm konularda yeterli bilgi ve şeffaflığı sağlaması gerektiği, bu kapsamda 21.12.2012 tarihli ekstredeki menkul kıymetleri ödemekle yükümlü olduğu, alınan en son raporun kapsam ve nitelik itibarıyla hüküm kurmaya yeterli görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.000 hisse CEMTS, 5000 hisse ECİLC, 3500 hisse HURGZ, 6500 hisse KARSN, 5000 hisse PETKM, 10000 hisse ZOREN, 0.599 hisse HEKTS, 0,111 hisse TOASO hisse senetlerinin infaz tarihine kadar olan bölünme, çoğalma, temettü yoluyla edilen tüm kazanımlarıyla birlikte davacının hesabına yatırılmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle ceza dava dosyasında davacının müşteki olup, sanık sıfatı taşınmamasına ve aracı kurum çalışanının mahkum olmasının sonuca etkili bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.024,65 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.11.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, davalı menkul değerler şirketi nezdinde bulunan hisse senetlerinin iadesi istemine ilişkindir.
2. Davalı şirket bir banka olmadığı halde, Mahkeme kararının gerekçesinde bankadan bahsedilmesi ve bankacıların göstermesi gereken özen yükümünden hareketle hüküm oluşturulmasını isabetli bulmuyorum.
3. Dosyadaki bilgilerden, davacının 30.01.2013 tarihli şikayet dilekçesinde; iş emirlerini davalı menkul kıymetler şirketin aramaların kayıt altına alındığı kurumsal hatları yerine, bilinçli olarak kurumda çalışan diğer davalı …’ın şahsi cep telefonundan verdiğine ilişkin açık ikrarı, keza davacının istemesine rağmen Beytullah’ın seans raporlarını kendisine vermediği halde durumdan davalı şirketi haberdar etmemesi, başkaca C. Savcılığına şikayet veya hak arama yollarına müracaat etmemesi, davaya konu itiraz edilen işlemlerden sonra davacının 36 defa nakit çekme ve yatırma işleminde bulunmasının davaya konu işlemlere icazet vermesi / sessiz kalması, hesap akışıyla ilgili sonuncusu 28.01.2011 tarihli olan hesap mutabakatı ve sonrasında da yeni alımlar için nakit girişinin bulunduğunun davacı yanca ispat edilememesi gibi hususlar gözetilmeksizin davalı şirkete kusur izafesi, en azından müterafık kusur değerlendirmesinde bulunulmaması, keza bu yöndeki Ağır Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile bu mahkemece alınan raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın tam kabulüne karar verilmesini isabetli bulmadığımdan, yerel mahkeme kararını onayan Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.

KARŞI OY