YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/287
KARAR NO : 2022/4127
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.09.2016 tarih ve 2015/300 E- 2016/209 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2019/439 E- 2020/839 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına TPE nezdinde 2013/70242 sayılı ‘‘BANVİT LEZZETÇİBAŞI’’ ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, başvuruya davalı şirketin 2008/12914 sayılı ‘‘LEZZETBAŞI’’ ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazın kabul edilerek başvurularının reddine karar verildiğini, karara karşı itiraz ettiklerini; ancak itirazlarının YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkili şirketin Banvit ve Banvit esas unsurlu markalarının devamı niteliğindeki davaya konu ‘‘BANVİT LEZZETÇİBAŞI’’ ibareli markalarına yaptığı yatırım, harcadığı sermaye ve emek ile markasına ayırtedicilik kazandırdığını, markalar arasında herhangi bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, 2015-M-3970 sayılı YİDK kararının iptalini talep ve ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı marka başvurusunun; beyaz üzerine, düz bir yazım tekniği ile siyah renk kelimelerden yazılmış olan “Banvit Lezzetçibaşı” ibarelerinden oluştuğu, söz konusu markada başkaca kelime, şekil ve renk unsurunun bulunmadığı, markada yer alan ‘’Banvit’’ ibaresinin, davacı tarafın ticaret unvanının çekirdek unsuru olduğu, davacı tarafa ait ‘’Banvit’’ ibareli birden çok marka olması nedeniyle, söz konusu ibarenin, davacının çatı markası olduğu, davacı tarafa ait birden çok ‘’Banvit’’ ibareli tescilli markalarının mevcut olduğu da göz önüne alındığında, ‘’Banvit‘’ ibaresinin tali unsur, markada yer alan ve ön plana çıkartılmaya çalışılan ‘’lezzetçibaşı’’ ibaresinin ise esas unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafa ait tescilli markanın; beyaz üzerine, düz bir yazım tekniği ile siyah renk kelimelerden yazılmış olan ‘’Lezzetbaşı‘’ ibarelerinden oluştuğu, söz konusu markada başkaca kelime, şekil ve renk unsurunun bulunmadığı, markada yer alan ‘’lezzetbaşı’’ ibaresinin, markada münhasıran yer alan esas unsur olduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle davalı markasında yer alan münhasır ve esas unsurun, çok benzer şekilde, davacı markasında yer aldığı, davacı tarafa ait olan ‘’Lezzetçibaşı’’ ibaresindeki ‘’-çi’’ eki, her ne kadar markaları anlamsal olarak az da olsa farklılaştırmakta ise de, görsel ve işitsel olarak ayırt edilmeyi sağlayacak düzeyde bir farklılık yaratmadığı, davacı tarafa ait marka ile davalı tarafa ait marka arasında 556 sayılı KHK.’nin 8/1-b maddesi anlamında işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik olduğu , taraf markalarının aynı mal ve/veya hizmet sınıflarında yer aldığı ve genel izlenim yönünden markalar arasında 556 sayılı KHK.’nin 8/1-b maddesi anlamında iltibas (karıştırılma) tehlikesinin mevcut olduğu, davalının 2008/12914 Başvuru ve Tescil Numaralı markasına ait bazı emtiaların, davacının 2013/70242 Tescil Numaralı markasına ait emtialar ile aynı/aynı tür veya benzer olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince “BANVİT LEZZETÇİBAŞI” ibareli başvuru ile redde mesnet “lezzetbaşı” ibareli marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira “BANVİT” ibaresinin davacının çatı markası olduğu ve bu nedenle başvurunun asli unsurunun “LEZZETÇİBAŞI” ibaresinden oluştuğunu, esasen yine bu davanın tarafları arasında görülen davaya ilişkin olarak verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarih, 2017/5400 Esas, 2019/1908 Karar sayılı kararında da, anılan ibareler arasında benzerlik bulunduğunun kabul edildiği, başvuru konusu ibareye ayırt edicilik kazandırılmasının, nispi tescil engelinden kurtularak ibarenin tesciline imkan vermeyeceği, marka kapsamlarının aynı tür olması karşısında taraf şirketlerin iştigal sahalarının farklı olmasının da işbu uyuşmazlık yönünden bir etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.