YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/282
KARAR NO : 2022/4046
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24.09.2018 tarih ve 2017/407 E. – 2018/352 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2019/314 E. – 2020/752 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Derneğin… semtinde yer alan tekstil, deri, imalat, pazarlama, satış, turizm ve hizmet sektöründeki firmalardan oluşan, bölge işadamlarının bir sivil toplum örgütü olduğunu, 1997 yılından beri hizmet verdiğini, davalının 2016/96673 başvuru sayılı “golaleli” adlı marka başvurusuna itirazlarının, 2017-M-7221 sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa davalı tarafın başvuru markasının müvekkiline ait 2004/32059, 2004/32057, 2004/32058, 2011/67227, 2011/83890, 2011/39999, 2011/77796, 2013/95944, 2015/50045, 2015/73847 sayılı “laleli” adlı markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalının kötüniyetle başvuru yaptığını, müvekkili ile aynı fuarlara katıldığını, “www.golaleli.com” ibareli internet sayfası ile… bölgesinde faaliyet gösteren, üye olsun olmasın tüm firmaların ticari itibarından haksız şekilde faydalanıp, marka tecavüzünde de bulunduğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini, diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve davalının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, men’i, ref’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, Laleli’nin bir semt adı olduğunu, tescil hakkının kimseye ait olamayacağını, markalar arasında iltibasın olmadığını, bu konuda emsal yargı kararlarının bulunduğunu, “Golaleli” markasının, Laleli’deki 65 otelin birleşmesiyle oluşan platformun markası olduğunu, “Laleli’ye git” anlamını çağrıştırdığını, müvekkilin gerçek hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “g+şekil+Laleli” ibareli başvuru markası ile davacının “LALELİ” ibareli tescilli markaları arasında, dava konusu edilen 2016/96673 sayılı markanın başvurusunun kabul edilen kısımları yönünden (35 ve 43. sınıftaki hizmetler) görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalı başvuru markasındaki baskın ve asli unsurun “Laleli” şeklinde ön plana çıktığı, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından “taraf marka işaretleri benzemez” şeklinde mütalaada bulunulmuş ise de, HMK’nın 282 maddesindeki “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmü doğrultusunda yukarıdaki gerekçelerle bilirkişi raporunun bu kısmına itibar edilmediği, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde aynı şekilde önceye dayalı kullanım ve sınai hak idddiası ile beraber, markasının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun kötüniyetli olduğu iddiasında bulunmuş ve bu hususlar kanıtlanamamış ise de, bu durumun sonuca etkili görülmediği, yine davalının “www.golaleli.com” internet sayfası ile… bölgesinde faaliyet gösterip, üye olsun olmasın tüm firmaların ticari itibarından haksız ve hukuka aykırı şekilde yararlandığı, böylece marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğu ileri sürülmüş ise de bu hususların da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Türk Patent’in 2017-M-7221 sayılı YİDK kararının, 2016/96673 sayılı markanın başvurusunun kabul edilen kısımları yönünden de iptaline, dava konusu 2016/96673 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf istemlerinin reddi gerektiği, davalının marka başvurusuna konu işaret, tek başına bir semt adı olan “Laleli” olmayıp, “g” harfi ile birlikte, “go” olarak okunabilecek ve göz ardı edilebilir bir nitelikte olmayan bir şekil unsurunu ihtiva ettiği, davacı markalarının asıl unsuru olan “Laleli” ibaresinin, davalı başvurusunda da ortak olmasından hareketle taraf markalarının benzer kabul edilmesi, anılan yer isminin bir kişinin tekeline verilmesine yol açacağından, menfaatler dengesine uygun olmayacağı, dava konusu hizmetlerin nitelikleri dikkate alındığında, doğrudan ortak kelimenin varlığından hareket ile sonuca varılmasının da mümkün olmadığı dolayısıyla mahkemece davaya konu marka başvurusunun tescil istemine itirazın reddine ilişkin Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından davalılar vekilinin istinaf istemlerinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince davalının ‘’golaleli.com’’ ibareli alan adıyla marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, menine ilişkin olarak esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, TPMK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü ile birlikte ‘’golaleli.com’’ internet alan adı vasıtasıyla marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men’i istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince davalının ‘’ golaleli.com’’ internet sayfası ile marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğuna ilişkin hususların davacı tarafından kanıtlanamadığı, YİDK kararına yönelik ise taraf markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşerecek şekilde benzerlik bulunduğu ve davalı başvuru markasında baskın ve asli unsurun “LALELİ” olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti ve menine ilişkin davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinafına yönelik ise; davalının başvuru markasında ‘’LALELİ’’ semt adı yanında ‘’go’’ harfi ile şekil unsuru ihtiva ettiğindan taraf markaları arasında bir benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya ilişkilendirilebilecek ölçüde benzer mal ve hizmetleri içeriyor ise markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilir ve önceki marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir.
Somut olayda, davacının itiraza mesnet markalarının “LALELİ” ibaresinden, davalı marka başvurusunun ise “goLALELİ+şekil” ibaresinden oluştuğu, her iki taraf markalarının asli ve baskın unsurunun “LALELİ” ibaresi olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, markaların tescil kapsamlarının da aynı tür emtiaları olması nedeniyle ortalama tüketici kitlesinde her iki marka arasında idari; ekonomik veya işletmesel bir bağ bulunduğu ihtimalini düşündürecek ve bu nedenle karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunun kabulü gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.