YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/280
KARAR NO : 2022/4211
KARAR TARİHİ : 30.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01.11.2017 tarih ve 2015/396 E- 2017/410 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2019/474 E- 2020/878 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili medya grubunun Türkiye’nin önde gelen medya kuruluşlarından biri olduğunu, bünyesindeki basın kuruluşları arasında Sabah, Takvim, Yeni Asır, Fotomaç, …’ın bulunduğunu, müvekkilince “radyo ahaber” ibaresinin 16.,38. ve 41. sınıflarda tescili için davalı kuruma başvurulduğunu, 2014/29370 kod numarası verilen başvuruya davalı şirket tarafından “radyo a” ibareli markalara dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazın yerinde görülerek başvurunun 38. ve 41. sınıf hizmetler yönünden reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın 2015-M-8943 sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraf markalarının birbirine benzemediğini, markadaki “radyo” ibaresinin tali unsur olduğunu, “A HABER” ibaresinin müvekkilinin ticari faaliyetlerinde yıllardır kullanıldığını, kök markaları olan ATV ibaresi altında yapılan televizyon yayınının ilk olarak 1993 yılında yapıldığını, davalı şirketin “kanal a” ibaresi altındaki yayın hayatının ise 1997 yılına dayandığını, bu ibareyi davalı şirketten 4 yıl önce kullanmaya başlamış müvekkilinin kazanılmış hakkının tartışılamayacağını, tanınmış “A HABER” markalarına matuf olarak “RADYO A HABER” ibareli marka başvurusu yapmalarında hukuki engel bulunmadığını, “A HABER” esas unsurlu markalarının tanınmış olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2015-M-8943 sayılı kararının iptaline ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin kurulduğu 1995 yılından bu yana KANAL A ve RADYO A ibareleri ile ticari faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde sürdürdüğünü, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “Radyo a haber” ibareli başvuru markası ile davalının “RADYO A”, “radyo a 87,5” ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuruda geçen haber ibaresinin tanımlayıcı ve tali unsur olduğu, taraf markalarında RADYO A ibaresinin ön plana çıktığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mal ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, davacının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “RADYO A”, “radyo a 87,5” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, bu açıdan bilirkişi raporu benimsenerek 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde belirtilen iltibasın bulunduğu kanaati oluştuğu, davacı taraf başvuru ibaresi üzerinde kazanılmış hakkı olduğunu iddia etse de önceden tescilli A HABER ibaresi ile dava konusu edilen başvuru ibaresi asli unsurlar yönünden benzemediği ve bu açıdan kazanılmış hak koşulları da oluşmadığından YİDK kararı yerinde ve doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, radyo ahaber” ibareli başvuru ile redde mesnet “RADYO A” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markaların asli unsuur olan “RADYO A” ibaresinin, dava konusu başvuruda da aynen kullanıldığı, tertip tarzları itibariyle davacı adına tescilli önceki tarihli markaların asli unsurları ile dava konusu başvurunun asli unsurunun farklı olduğu ve bu nedenle davacının, dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.