YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2787
KARAR NO : 2022/4976
KARAR TARİHİ : 16.06.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.01.2016 tarih ve 2015/928 E. – 2016/24 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından 01/07/2008 tarihinde davalı şirkete 50.933,00 TL tutarında ofis mobilyası satılıp teslim edildiğini, borcun doğduğunun, borcun nedeninin ve miktarının taraflar arasında ihtilafsız olduğunu, davalı şirketin bu borcunu ödemediğini, davalı şirket tarafından borcun teslimi takip eden 14 ay içerisinde ödendiği iddia edilmiş ise de bu iddianın gerçek olmadığını, davalı aleyhine Amasya 1. İcra Dairesi’nin 2012/1914 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, itirazı haksız olan davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, hükmedilen tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacı müvekkil şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davaya dayanak yaptığı belgenin müvekkilinin davacı tarafa yazdığı 04/02/2011 tarihli yazı olduğunu, bu yazıda 50.933.-TL tutarlı mobilyanın alındığı belirtilmekle birlikte aynı zamanda bu tutarın 14 ay içerisinden ödendiğinin de yazılı olduğunu, davacı tarafın yazının sadece bir kısmını almasının iyiniyetli bir davranış olmadığını savunarak davacının en az %20 kötüniyet tazminatıyla mahkum edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalının savunmasının, bağlantısız bileşik ikrar niteliğinde olduğu, bağlantısız bileşik ikrarın bölünemeyeceği, ispat yükünün davacıda olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafça iddia edilen hususların ispatlanamadığı, davacının kötü niyetli olduğunu gösterir bir durum bulunmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bent dışındaki kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır (03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı YİBK). Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK’nın 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yemini kendisine ispat yükü düşen taraf teklif edebilir. Mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması için, delil listesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olması yeterlidir.
İspat yükü kendisine düşen davacı taraf, dava dilekçesinde yer alan deliller arasında, açıkça “yemin” deliline dayanmış olup, mahkemece davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.