Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2679 E. 2022/6941 K. 12.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2679
KARAR NO : 2022/6941
KARAR TARİHİ : 12.10.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04.04.2019 tarih ve 2018/250 E- 2019/136 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/795 E- 2020/1184 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2001/07981, 2001/25615, 2005/47445, 2006/62366, 2006/62367, 2011/101027, 2011/43340, 2014/17842, 2013/23440, 2013/82673 sayılı “koton+şekil”, “koton+şekil”, “koton axu”, “koton srs+ şekil”, “kotonworld”, “koton”, “koton”, “kotonkids”, “koton”, “koton” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “COTTONIL+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2017/21294 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, TürkPatent YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin 26.12.1994 tarihinde KOTON Koleksiyon Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ticaret unvanı ile kurulduğunu, ticaret unvanında yer alan “KOTON” ibaresini, ürettiği emtialar üzerinde kullanarak meşhur ve maruf hale getirdiğini, müvekkilinin 2001/25615 sayı ile tescilli “KOTON” markasının 556 sayılı KHK’nın 7/1-(ı) bendi uyarınca Türkpatent nezdinde tanınmış marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin sadece yurt içinde değil, yurt dışında da Ortadoğu, Balkanlar, Rusya ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde 800’den fazla satış noktasına sahip, tanınırlığı yüksek bir tekstil firması olduğunu, dava konusu “COTTONIL” ibaresinde asli unsurun “COTTON” ibaresinden oluştuğunu, bu ibareye sadece “IL” ekinin getirildiğini, orta düzeydeki tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verme ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK’nın 27.04.2018 tarihli ve 2018/M-3157 sayılı kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TürkPatent vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin 1999 yılından beri Mısır’ın önde gelen iç giyim ve ev giyim markası olduğunu, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’ya yaptığı ihracatın yanı sıra, dağıtım ağının Mısır’da 300’ü aşkın satış noktasını kapsadığını, ürünlerinin tamamına yakınını pamuktan üreten müvekkilinin, ürünlerin hammaddesinden esinlenerek “COTTONIL” markasını yaratıp bir çok ülkede tescil ettirdiğini, müvekkilinin Türkiye’de de tescil ettirdiği “COTTONIL arapça” markasının 2007’den beri birçok ülkede kullanıldığını, “COTTONIL” ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticari unvanı olduğunu, müvekkilinin “COTTONIL” ibareli markası ile davacının “KOTON” ibareli markalarının benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunmalar, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvurunun “COTTONIL+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25. sınıftaki “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise “koton+şekil”, “koton+şekil”, “koton axu”, “koton srs+ şekil”, “kotonworld”, “koton”, “koton”, “kotonkids”, “koton”, “koton” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında anılan malların da yer aldığı, davacı markalarının esas unsurunun, özel yazı karakterleriyle yazılmış ve “O” harflerinin pamuk çiçeğini andırır biçimde dört yapraklı bir çiçek figüründen ve “KOTON” ibaresinden oluştuğu, davalı markasının ise koyu mavi zemin üzerine beyaz harflerle yazılı “COTTONIL” ibaresi ile ibarenin altında Arapça yazı karakterlerinden oluştuğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1.maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının başvuru markası ile davacının itiraza mesnet markalarının kapsamlarındaki 25. sınıf “koruyucu amaçlı olanlar hariç iç ve dış giysiler, ayak giysileri, baş giysileri” malları aynı ise de, “koton” ibaresinin ülkemizde tekstil ürünlerinde kullanılan pamuklu kumaşı ifade ettiği ve 25. sınıf mallarda yaygın şekilde kullanılan, ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğu, davalının başvurusunda kullanılan diğer ibare ve şekillerle davacının itiraza mesnet markalarıyla yeterince farklılaştığı, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava, davalının 25.sınıf kapsamında “COTTONIL” ibareli marka tescil başvurusuna karşı, davacının “KOTON” ibareli ve esas unsurlu markalarını mesnet göstererek yapmış olduğu itirazın nihai olarak reddine ilişkin TürkPatent YİDK’nın 27.04.2018 tarihli ve 2018/M-3157 sayılı kararının iptali ile diğer davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının 25.sınıftaki ürünler yönünden, başvuru markası ile itiraz gerekçesi markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1.maddesi uyarınca, hedef kitle nezdinde karıştırma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış marka olup olmadığı ve tanınmış ise SMK’nın 6/5.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nın 6/1.maddesi anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için üç ayrı ihtimalin varlığı söz konusu olmalıdır. Buna göre;
a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,
b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,
c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması,
şeklinde üç ayrı ihtimalin varlığı söz konusudur. Görüldüğü üzere karıştırılma ihtimalinin varlığı için çifte benzerlik şartının gerçekleşmesi ve her iki benzerliğin de dikkate alındığı genel izlenim ve değerlendirmeye göre karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılması gerekmektedir.
Ayrıca 6769 sayılı SMK’nın 6/1.maddesi anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, hedef tüketici kitlesi nezdinde, tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Karıştırma ihtimalinin tespitinde, marka olarak kullanılan ibare ve şekillerin birbirlerine benzerlikleri, bütüncül bir bakış açısıyla görsel, kavramsal ve sesçil açıdan değerlendirilmelidir. Önemli olan bütüncül bir yaklaşım sonucu oluşan genel intibadır. Ayrıca ayırt edicilik algısının ortaya çıkmasında, şekil unsuruna nazaran yazı ve ses unsuru insan zihninde daha yüksek bir iz ve etki bırakacaktır. Çünkü tüketici kitlesi, daha önce gördüğü, satın aldığı veya kullandığı mal veya hizmet markalarını, kendi zihninde bıraktığı, geçmişte kalan iz ve genel intibaya göre değerlendirecektir. Markanın tescilli olduğu emtiaların benzerliği, pazarlandığı coğrafya, hedef kitlenin niteliği, markanın fiilen kullanılıp kullanılmadığı, markayı taşıyan ürünün insan hayatındaki yeri ve önemi, markanın yüksek ayırt edicilik gücü, markanın işlevsel gücü vs. bütüncül yaklaşımda, öncelikle dikkate alınması gereken unsurlardır.
Somut olayda, davacı önceki tescilli “KOTON” ibareli ve esas unsurlu markalarına dayanarak davalı tarafından sonradan tescil edilen “COTTONIL” markasının hükümsüzlüğünü istemiş olup hükümsüzlüğü istenen davalıya ait sonraki tescilli “COTTONIL” markası hükümsüzlüğe dayanak gösterilen önceki tarihli davacıya ait “KOTON” ibareli markalar ile aynı sınıflarda tescillidir. Diğer bir ifade ile taraf markaları aynı ve/veya benzer malları kapsamaktadır. Ayrıca, davalı markasına konu emtia ile ana ticari faaliyet konusu giyim eşyaları üretmek ve satmak olan davacının itiraz gerekçesi markasına konu emtialar gözetildiğinde ve anlamsal, görsel ve fonetik yönden değerlendirme yapıldığında, taraf markaları birbirinin aynı ve/veya benzeri ve/veya birbirinin devamı intibaını oluşturacak şekilde benzer olup, SMK’nın 6/1.maddesi hükmü anlamında ortalama tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimali ve/veya tehlikesi olduğu ihtimali görülmektedir. Taraf markalarına konu işaretler arasındaki ayniyet dikkate alındığında, giyim eşyaları yönünden “KOTON” markasını gören, bilen, satın alan ortalama tüketici kitlesinin, daha sonra başvuruya konu giyim eşyaları üzerinde COTTONIL markasını gördüklerinde her iki ticari işletme arasında bağlantı olduğunu her ikisinin de aynı ticari işletme tarafından üretildiği veya satıldığı düşüncesine kapılma ihtimallerinin yüksek olduğu, markanın bu haliyle tanımlayıcı olduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, başvuru markasının tesciline dair TürkPatent YİDK kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, İlk derece Mahkekemesince davanın reddine ve bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi doğru olmamış, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1.maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.