YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2670
KARAR NO : 2022/6522
KARAR TARİHİ : 03.10.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.02.2018 tarih ve 2017/202 E- 2018/65 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 20.11.2020 tarih ve 2019/591 E- 2020/1033 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin FİT ibareli 29, 30, 32 ve 35. sınıf ürünleri içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının ise 31.12.2015 tarihinde “Fitcy” ibareli, 30, 32, 35, 43 ve 44.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/110337 numaralı başvurusunun marka bülteninde yayınlandığını, bunun üzerine iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet vakıalarına dayanılarak 30, 32, 35 ve 43. sınıf ürün ve hizmetler için başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunulduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-2892 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkilinin FİT esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ifade ederek, haksız rekabetin tespiti ile 30, 32, 35 ve 43. sınıf ürün ve hizmetler için YİDK kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın görsel, sescil ve anlamsal unsurları itibariyle bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, davacı markaları ile davalı başvurusunun konusu olan işaretin farklı olduğunu, bu nedenle ortalama tüketicileri iltibasa düşürmesinin mümkün olmadığını, zira “Fit” ibaresinin marka ve başvurunun kapsamında bulunan ürün ve hizmetler için ayırt edicilik vasfının düşük seviyede olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun şekilde tebligat yapılmışsa da, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı tarafından, davalı … ile yapılan protokol dosyaya sunulmuş olup, bu protokol kapsamında davalı …’a yönelik davadan feragat edilmiş, davaya yalnızca davalı TPMK yönünden devam edildiği belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince, ortalama tüketicilerin başvuru konusu marka ile davacı markalarının farklı olduğunu algılayabileceği, bunun sonucunda davacının FİT ibareli markalı ürünlerini satın almak isterken, “Fitcy” ibareli başvuru konusu işareti taşıyan ürünleri satın alma biçiminde bir yanılgıya düşmeyeceği; aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı; esasen gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı; zira bu iki işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak nazara alınmasının olanaksız olduğu; başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı; FİT ibaresinin halk tarafından bilinen anlamı ve işaretteki kullanım biçiminin bu bağlantılandırmayı tesis etmeye elverişli olmadığı, başvurunun kötüniyetli olduğunu gösterir bir emare olmadığı, sunulan mahkeme kararlarındaki işaretlerin iş bu davadaki işaretten farklı olması, onların FİT ibareli başvurularla ilgili bulunması, yargılama konusu başvurunun ise FİT değil “Fitcy” ibaresini içermesi sebebiyle bu davada bağlayıcı olmayacağı gerekçesiyle, YİDK kararının iptali istemiyle her iki davalıya karşı açılan davalar bakımından davanın reddine, davalı …’a yönelik dava bakımından, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “FİTCY” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “FİT” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuruda “FİT” ibaresinin öne çıkarılmayıp, bir bütün olarak “FİTCY” ibaresine yer verildiği, bu farklılığın da başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.