YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2666
KARAR NO : 2022/6368
KARAR TARİHİ : 27.09.2022
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11.02.2019 tarih ve 2017/463 E- 2019/47 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.12.2020 tarih ve 2019/802 E- 2020/1200 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2016/91025 sayılı “GÜNSAN” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2001/03276, 2005/09029, 2010/66508, 2016/22752 ve 181105 sayılı “GÜNSAN” ibareli markalara dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddedildiğini, müvekkilince bu karara yapılan itirazın, YİDK tarafından 2016/22752 sayılı markanın hükümden düştüğü, bunun dışındaki redde mesnet markalarla dava konusu başvuru arasında ise ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu gerekçesiyle kısmen kabul edildiğini, oysa müvekkili başvurusunun, başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetler için kabulünün gerektiğini, çünkü başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin GÜNSAN markasının gerçek hak sahibi olduğunu ve bu ibare üzerinde müvekkilinin kazanılmış haklarının olduğunu, başvurunun müvekkilinin seri markası olarak değerlendirilmesinin gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-8259 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkilinin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, davacının itirazına mesnet markaları ile davalının başvurusu arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “GÜNSAN” ibareli başvurusu ile redde mesnet 2001/03276, 2005/09029, 2010/66508 ve 181105 sayılı “GÜNSAN” ibareli markalar arasında işaretsel olarak ortalama tüketici kesimi nazarında 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, bununla birlikte başvuru kapsamından çıkarılan 11. sınıftaki “Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları” malları ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazlarının bir araya getirilmesi hizmetleri” yönünden emtia benzerliğinin gerçekleşmediği, bu mal ve hizmetler ile redde mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik olmadığı, bunların dışında kalan emtia açısından ise 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi koşullarının oluştuğu, davacının önceki tarihli marka tescillerinin müktesep hak müessesesinden faydalanmak için aranan kriterleri karşılamadığı, davacının gerçek ve üstün hak sahipliği ya da ticaret unvanına dayalı hak iddialarının, ancak üçüncü kişilerin başvurusuna karşı itiraz veya hükümsüzlük sebebi olabileceği, işbu YİDK kararının iptali davasının konusu olmadığı ve davacının kendi başvurusuna ilişkin olarak mutlak tescil engelinin aşılmasını sağlamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2017-M-8259 sayılı kararının 11. sınıftaki “Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları.” malları ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazlarının bir araya getirilmesi hizmetleri.” yönünden iptaline, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmasının gerektiği, dava konusu “günsan” ibareli başvuru ile redde mesnet 2001/03276 nolu “GÜN-SAN” ibareli, 2005/09029 nolu “GÜNSAN+şekil” ibareli, 2010/66508 nolu “GÜNSANTRAFİK+şekil” ibareli ve 181105 nolu “GÜNSAN” ibareli markalar arasında, marka işaretleri yönünden bu anlamda bir benzerliğin olduğu, zira bu markaların asli unsurlarının “GÜNSAN” ibaresinden oluştuğu ve başvuruya bu anlamda ayırt edicilik katılmadığı, başvuru kapsamında yer alan 11. sınıftaki “Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları.” malları ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazlarının bir araya getirilmesi hizmetleri.” yönünden emtia benzerliğinin gerçekleşmediği, diğer deyişle bu mal ve hizmetlerle redde mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 14.11.2008 tarih, 2008/11505 E.-12839 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabul edilebileceği, somut olayda davacı tarafından dayanılan markaların bir kısmının tescil tarihi ile dava konusu başvurunun yapıldığı tarih arasında uzunca bir sürenin geçmediği, tescil tarihi ile dava konusu başvuru tarihi arasında uzunca bir süre geçen markalar yönünden ise eski tarihli markaların asli unsurlarının dava konusu başvuru ile aynı olmadığı gibi esasen dosyada mübrez bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere bu markaların, dava konusu başvuru kapsamında bulunan mal ve hizmetler üzerinde uzunca süredir kullanıldığının ispat edilemediği, dolayısıyla davacının, dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının olmadığı, her ne kadar davacı tarafça gerçek hak sahipliği ilkesine dayanılmış ise de işbu davanın, marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu, redde mesnet markaların tescilli oldukları sürece korunacakları ve redde mesnet 181105 sayılı markanın da dava dışı şirket adına tescilli bulunduğu gözetildiğinde, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının işbu dosya kapsamında tartışılmasının mümkün olmadığı, diğer bir deyişle gerçek hak sahipliğinin ancak 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında marka tescil başvurusuna itiraz hakkı sağlayacağı, bunun dışında marka başvurusunun, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi kapsamındaki mutlak tescil engelini aşmasına imkan vermeyeceği, bu durumda davacı tarafça dayanılan İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararlarında yapılan tespitlerin, işbu davaya bir etkilerinin bulunmadığından davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf istemlerinin esastan reddi gerektiği, ancak dava konusu başvurunun kapsamından 09. ve 11. sınıfta yer alan mallarla, 35/01-04. alt sınıf hizmetler ve 09. ve 11. sınıftaki malların satışına özgülenmiş 35/5. sınıf perakendecilik hizmetlerinin çıkarıldığı, redde mesnet markaların kapsamlarında ise 09. ve 11. sınıf mallar yer almaktayken, yalnızca redde mesnet alınan 2005/09029 sayılı markanın kapsamında 35. sınıf hizmetlerin bulunduğu, ancak bu markanın kapsamında yer alan perakendecilik hizmetleri, genel olarak tescilli olup, herhangi bir malın satışına özgülenmediği, bu nedenle başvuru kapsamında yer alan 35/05. alt sınıftaki perakendecilik hizmetleri yönünden redde mesnet 2005/09020 sayılı marka ile başvuru konusu markanın benzerlik incelemesinin ancak, başvurunun ilanı ve redde mesnet marka sahibinin itiraz etmesi sonucunda, itiraz edenin başvuru kapsamındaki malların satışı hizmetlerini verip vermediğinin araştırılması suretiyle aynı KHK.’nın 8/1-b maddesi uyarınca yapılması gerektiğiinden başvurunun anılan hizmet sınıfında (35/05. alt sınıftaki perakendecilik hizmetleri) 556 sayılı KHK.’nın 7/1-b maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak reddedilmesi doğru olmadığı( bkn. Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 12.05.2016 gün ve 2015/11817 E.-2016/5411 K.) gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile,YİDK’in 03.10.2017 tarih, 2017-M-8259 sayılı kararının, 11. sınıftaki “Elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları.” malları ile 35/5 alt sınıftaki hizmetler yönünden iptaline, fazlaya ilşkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ile davalı Kurumdan ayrı ayrı alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.