Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2653 E. 2022/6271 K. 26.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2653
KARAR NO : 2022/6271
KARAR TARİHİ : 26.09.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 24.12.2018 tarih ve 2017/288 E.- 2018/302 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.11.2020 tarih ve 2019/797 E- 2020/1008 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının hissedarı olduğu Asrım Sağlık Tekstil Ürün İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. ile ticari alışverişte bulunduğunu, söz konusu şirketin müvekkiline teslim ettiği mallara karşılık düzenlenen faturaların müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin davalıdan herhangi bir mal siparişi olmadığı gibi davalı tarafından müvekkiline düzenlenmiş bir fatura da bulunmadığını, takip konusu çeklerin tamamının davalı tarafından tahsil edildiğini, davalı tarafından tahsil edilen bu bedellerin karşılığında müvekkiline herhangi bir hizmet ya da mal verilmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, dava konusu çeklerin ödeme aracı olduğunu, müvekkilinin çekleri iade etmesi gerektirecek bir durum bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça dava konusu 4 adet çekin davalıya alım-satım ilişkisi nedeniyle avans olarak verildiği ve davalının malları teslim etmediği iddia edilmiş ise de davalı tarafça çeklerin mevcut borçların ifası amacıyla verildiği bildirildiğinden ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yazılı belge ile taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinin avans ödemesi ile başlayacağının kanıtlanamadığı, çekin bir ödeme aracı olduğu, alım-satım ilişkisinde asıl olan peşin satış olup bu ilişkide malın teslimiyle birlikte çekin satıcı lehtara satış bedelinin ödenmesi için verildiği, aksini iddia eden davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı, ticari defter ve kayıtlarını mahkemeye sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, kural olarak çekin bir ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine bulunduğu, bu karinenin aksini iddia eden davacının çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlamakla yükümlü olduğu, (Kapatılan Yargıtay 19. HD’nin 11/05/2017 tarih ve 2016/17472 Esas, 2017/3672 Karar), davacının iddiasını miktar itibariyle yazılı delille ispatlayamadığı, Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından istinaf incelemelerinin 6100 sayılı HMK’nın 355/1 maddesi gereğince sadece istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapıldığı, davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, ilk derece mahkemesince davalıya yemin deliline dayanılıp davanılmayacağı hususunun hatırlatılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yapılmadan mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılsa da, HMK’nın 355/1 maddesine göre istinaf incelemesinin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılabileceği ancak davacı tarafın istinaf sebebi olarak yemin hakkının hatırlatılmamasına dayanmadığı, mahkemece yemin delilinin hatırlatılmamış olmasının kamu düzenine aykırılık da teşkil etmediği, buna göre davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.