YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2244
KARAR NO : 2022/6023
KARAR TARİHİ : 19.09.2022
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.03.2019 tarih ve 2018/312 E- 2019/96 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/784 E- 2020/1183 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır birçok ülkede tescilli ve tanınmış “LINDT” markasının sahibi olduğunu, ayrıca “şölen linda”, “lindt”, “lindt”, “lindt şekil”, “lindt teddy”, “lindt creation”, “lindt&sprüngli cocoa farming progman”, “lindt pick & mix”, “maitre chocolatier lindt”, “lindor”, “lindor”, “lindt lindor+şekil”, “chocolat lindt”, “lindt”, “lindt” ibareli markaların sahibi bulunduğunu, anılan ibarenin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu, davalı …’ın bu ibare ile benzer nitelikteki 2017/70747 numaralı “LİNNA” ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın, davalı Türk Patent YİDK’nın 29.06.2018 tarihli 2018/M-5131 sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa “LİNNA” ibareli marka başvurusunun, müvekkili adına tescilli ve tanınmış “LİNDT” ve “LINDOR” markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve aynı ve benzer mal ve hizmet sınıfları için tescil edilmek istendiğini ileri sürerek, YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahıs vekili, müvekiline ait 2017/70747 başvuru numaralı “LİNNA” ibareli marka başvurusu ile markanın 30 ve 43.sınıflarda tescilinin talep edildiğini, davacıya ait LİNDT ve LİNDOR veya diğer markalarından herhangi bir esinlenme yahut ilgili markaya yakınlaşma gibi menfi bir algı asla söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesi ile müvekkiline ait marka başvurusu ile arasında benzerliğini iddia ettiği markalar incelendiğinde markaların LİNDT ve LİNDOR kelimelerinin bazı türevleri olduğunu ve bir kısmının yenilenmesinin yapılmadığını ve yine söz konusu markaların çoğunun tescil tarihlerinin üzerinden 5 yıllık sürenin geçtiğinin görüleceğini, müvekkilinin “LİNNA” markası ile davalının “LİNDT” ve “LİNDOR” markasının görsel, işitsel ve genel algı olarak ayırt edilmeyecek düzeyde benzer olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia,savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu “linna” markası ile davacının “lindt, lindor” ibareli markaları arasında 6769 sayılı Kanun anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddiasının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalının başvuru markası ile davacının itiraza mesnet markalarının kapsamlarındaki 30 ve 43. sınıf bir kısım mal ve hizmetler aynı veya benzer ise de, davalının “Linna” ibareli başvuru markası ile davacının “Lindt” asıl unsurlu itiraza mesnet markaları arasında hiçbir benzerliğin olmadığı, mahkemece ön inceleme aşamasından sonra, başkaca bir tahkikat yapılmasına gerek bulunmadığı görülürse, yani mevcut dosya içeriği ile usul ya da esas bakımından bir karar vermek mümkünse, mahkemece ön inceleme duruşmasının tamamlandığını bildirip, bu konuda gerekli işlemler yapıldıktan sonra, tahkikata gerek olmadığını belirterek, tarafların bu konuda beyanlarını almak suretiyle yargılama kesitlerini aynı oturumda arka arkaya gerçekleştirilebileceği (HMK 138, 142. maddeler), somut uyuşmazlıkta da mahkemece davacının itiraza dayanak markalarının tamamı ile dava konusu işlem dosyasının getirtilmesi ve incelenmesi suretiyle ön inceleme duruşmasında esas hakkındaki kararın verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava tanınmış marka hakkına dayalı YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davacının “LİNDT” markasının davalı başvurusuna konu “LİNNA” ibaresi ile benzer olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, davacının markasının ilk üç harfi davalı markası ile aynı olup, yazı karakteri itibariyle de birbirinin aynısıdır. Bu haliyle ortak mal ve hizmetler açısından tüketici nezdinde iltibasa yol açacak şekilde benzerlik nedeniyle davacının itirazının 556 sayılı KHK. m.8/1-b kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gibi, davacı 556 sayılı KHK. m.8/4 uyarınca tanınmışlığa dayalı olarak da markasının zarar göreceği iddiası açısından da mahkemece herhangi bir inceleme yapılmamıştır.Bu durumda eksik incelemeye dayalı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.