Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2236 E. 2022/6080 K. 20.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2236
KARAR NO : 2022/6080
KARAR TARİHİ : 20.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11.02.2019 tarih ve 2017/470 E. – 2019/46 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.12.2020 tarih ve 2019/772 E. – 2020/1218 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “RUA Gayrimenkul Yapı-Turizm” ibaresini marka olarak tescil için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2016/20120 kod numarasını alan başvuruya davalı şirketçe önceye dayalı kullanım ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapılan itirazın Markalar Dairesi tarafından kabul edildiğini ve başvurunun kapsamındaki tüm mal ve hizmetler bakımından reddedildiğini, anılan karara karşı YİDK nezdinde yaptıkları itirazın da reddedildiğini, oysa tarafların iştigal alanlarının farklı olduğunu, “RUA” ile “RUA Gayrimenkul Yapı-Turizm” markalarının benzer olmadığını, davalının gerçek hak sahipliğini ispatlayamadığını, RUA ibaresinin davacının çocuklarının baş harflerinden üretilmiş bir ibare olduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, “RUA” ile “RUA Gayrimenkul Yapı-Turizm” markalarının benzer olduğunu, başvuru sahibi davacının, davalı şirketin asıl sahibi Dost İnşaat Firmasının eski ortağı olduğunu, hisselerini 23.09.2015 ve 04.11.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararlarıyla devrettiğini, şirket ünvanının RUA olması kararını alanlardan biri olduğu, davacının davalı ile ticari bağı nedeniyle davalının markasını bildiğini ve başvurudaki kötüniyeti gösterdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın 2016/20120 başvuru sayılı markasının yayınına itiraz eden davalı firmanın ticaret sicil kaydına göre, 17/09/2010 tarihinde BD Proje Mühendislik ve İnşaat Limited Şirketi unvanıyla Dost İnşaat ve Proje Yönetimi A.Ş. ve Betatek İnşaat Tesisat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından kurulmuş bir şirket olduğu, şirketin 27.02.2013 tarihinden itibaren, %50 hissesinin Dost İnşaat ve Proje Yönetimi A.Ş.’ye ve %50 hissesinin ise Tuncay Selçuk isimli gerçek kişiye ait olacak şekilde iki ortaklı bir şirket olduğu, 04.11.2015 tarihinde hissedarlardan Tuncay Selçuk nezdinde bulunan şirket hisselerinin de Dost İnşaat’a devredildiği ve şirketin tamamının Dost İnşaat iştiraki haline geldiği, yayına itiraz sahibi şirketin sahibi durumundaki Dost İnşaat’ın ise 1993 yılında kurulduğu, yayına itiraz sahibi Rua Danışmanlık’ın her türlü inşaat, restorasyon, dekorasyon, mimarlık ve çeşitli alt yapı, üst yapı inşaat hizmetleri alanında danışmanlık yapmak üzere kurulduğu ve bu alanda faaliyet göstermekte olduğu, dava konusu başvuru markası sahibi …’un Dost İnşaat Firması’nın eski ortaklarından biri olduğu, 2015 ve 2016 yıllarında şirketin yönetim kurulu tarafından alınan kararlar kapsamında hissesini Dost İnşaat’ın yönetim kurulu başkanına devrettiği, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı şahsın marka başvuru tarihinden önce yayına itiraz eden Rua Danışmanlık Şirketinin varlığından haberdar olduğu, diğer yönden başvuru kapsamında olup yayına çıkarılan hizmetler ile Rua Danışmanlık firmasının kapsamındaki hizmetlerin birbiriyle bağlantılı ilişkili hizmetler olması nedeniyle davalı firma açısından yayına itiraz edilerek 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi yönünden Rua asli unsurlu ticaret unvanına dayalı sınai mülkiyet hak iddiası nedeniyle davacının marka başvurusuna engel olunabileceği, diğer yönden davacı şahsın daha önceden ortak olduğu ve sonradan hisselerini devrettiği bir şirketin adını taşıyan ve asli unsurunu oluşturan Rua isimli bir marka başvurusunda bulunması kendisinden beklenen basiretli bir tacirin seçenek özgürlüğünü kullanmayarak tesadüfü olmayacak şekilde aynı adlı (Rua) bir marka başvurusu yapmasının 556 sayılı KHK 35. ve MK. 2. maddesi kapsamında iyi niyet göstergesi olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.