YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/211
KARAR NO : 2022/4247
KARAR TARİHİ : 31.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.02.2019 tarih ve 2018/154 E. – 2019/29 K. sayılı kararın davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/526 E. – 2020/907 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının …. ünvanı ile uzun yıllardır faaliyette bulunduğunu, “SÜZER” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 2017/02870 numaralı “SÜZERLER” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, markanın sınıf bazında aynı olması, görsel ve işitsel olarak benzer olması nedeniyle itiraz edildiğini, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen kabul edilerek bir kısım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, başvurunun tümden reddi istemiyle bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, dava konusu başvurunun görsel, kavramsal ve işitsel olarak davacı markalarına benzer olduğunu, tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacağını, markalar arasında bağlantı kurulacağını, dava konusu marka başvurusunun davacının markasının tanınırlığından yararlanmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-1603 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, başvuru kapsamında kalan emtia yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak benzerlik bulunmadığını, davacı tarafından markaların tanınmışlığına ilişkin delil sunulmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı Süzerler Tar. Hay. Gıd. Tic. Tur. İnş. ve Taah. Ltd. Şti. vekili, davalının başvurusu ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, söz konusu ibareyi tescilsiz olarak 1998 yılından, tescilli olarak 2007 yılından itibaren kullandığını, davalının kötü niyetli olmadığını, soyadı olarak Süzer kelimesinden türetildiğini, 20 yıldır markayı aralıksız, dürüst ve iyi niyetli olarak kullandığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu başvurunun “SÜZERLER” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan çekişmeli 29. sınıftaki malların bulunduğu, davacının 2015/83521 “Süzer Holding” markasının kapsamında 36/05’teki perakendecilik hizmetinin konusunu oluşturacak şekilde 29. sınıftaki malların bulunduğu, bir mal sınıfının 35/06 kapsamında perakendecilik hizmetine konu olması durumunda emtia benzerliğinin gerçekleştiğini kabul edildiği, ayrıca 2009/18045 sayılı “SÜZER” ve 2002/22596 sayılı “SÜZER PLAZA” markaları kapsamındaki 43. sınıftaki yeme içme hizmetleriyle itiraza konu markanın kapsamında bulunan 29. sınıftaki yiyecekler de benzer oldukları, dava dosyası kapsamında davacı yanın tanınmışlık iddialarını ispatlayıcı delil bulunmadığı, diğer taraftan davacı kötüniyet iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent YİDK’in 2018-M-1603 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Türk Patent vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik bulunduğunun çekişmesiz olduğu, nitekim davalı Kurum tarafından da marka işaretleri arasında benzerlik bulunduğunun kabulü ile marka başvurusunun kısmen reddine karar verildiği, başvuru kapsamında kalan 29. sınıftaki mallarla davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki 29. sınıf malların satışına özgü 35. sınıftaki mağazacılık hizmetleri ve 43. sınıftaki yiyecek içecek sağlanması hizmetleri arasında benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davalı Türk Patent vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı Türk Patent vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan alınmasına, 31/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.