YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2076
KARAR NO : 2022/2197
KARAR TARİHİ : 22.03.2022
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.03.2020 tarih ve 2019/578 E- 2020/364 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.11.2020 tarih ve 2020/2021 E- 2020/1375 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının terkin edilen ve ihyası talep edilen Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 21344 sicil numarası ile, Meram Vergi Dairesi’ne … vergi numarası ile kayıtlı … isimli şirketin pay sahibi ve müdürü olduğunu, şirket hakkında TTK’nın ilgili maddeleri uyarınca resen terkin işlemi yapıldığını, söz konusu şirket adına kayıtlı Konya İli, Karatay İlçesi, …., 16592 ada, 1 parsel, zemin kat 15 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz bulunduğunu, taşınmazın tasfiyesinin gerektiğini ileri sürerek, dava dışı şirketin ihyasına, davacının söz konusu taşınmazın tasfiyesini gerçekleştirmek için yetkilendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya konu şirketin sicil kaydının TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında 30/06/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, ihya davasının 08/11/2019 tarihinde açıldığını, 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesinin 15. fıkrası gereğince beş yıllık hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi geçtiğinden şirketin ihyasının istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, ihyası talep edilen şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince 30/06/2014 tarihinde re’sen sicil kaydının silindiği, davanın 08/11/2019 tarihinde açıldığı, terkin tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık süre geçtiğinden davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı T.T.K’nın “ek tasfiye” başlıklı 547. maddesinde, “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünün yer aldığı, ihyası talep edilen şirkete ait bir taşınmaz bulunduğu, ihyasının TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye niteliğinde olduğu, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, ilk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün terkin işlemleri sırasında kanunda olmayan bir hali esas alarak TTK’nın geçici 7. maddesine istinaden re’sen terkin işlemini gerçekleştirmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu gibi, ticaret sicil müdürlüğünce dava dışı şirketin kaydının, 5174 sayılı Kanun’un 10. ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydı silinerek sicil kaydı silinmek üzere bildirildiğinden silindiği, terkin işleminin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile, Konya Ticaret Sicili’nin 21344 sicil numarasında kayıtlı …’nin, Konya İli, Karatay İlçesi, …., 16592 ada, 1 parsel, zemin kat, 15 bağımsız bölüm nolu taşınmazın tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere ihyasına, şirketin son müdürlerinden davacı …’un ek tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına, davanın açılmasına davalı sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, ihyası istenilen şirketin malvarlığının bulunmasına ve terkin tarihinden itibaren 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. bendindeki 10 yıllık sürenin dolmamış olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.