Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2064 E. 2022/6044 K. 19.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2064
KARAR NO : 2022/6044
KARAR TARİHİ : 19.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.01.2019 tarih ve 2017/482 E- 2019/11 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/644 E- 2020/1053 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2006/62039 sayılı “Royal Layaline” ibareli markasının 5, 29, 30. sınıflarında tescilli olduğunu, yurt içinde ve ağırlıklı olarak doğu ve güneydoğu bölgelerinde ciddi pazar payına sahip bulunduğunu, davalının müvekkili firmaya ait işyerinin çok yakınında bulunan ve aynı sektörde faaliyet gösteren bir tacir olduğu, daha önce de 2012 ve 2013 yıllarında müvekkiline ait markanın tanınırlığından faydalanmak amacı ile benzerlerini tescil ettirmeye çalıştığını, çay ürünü sınıfında reddedildiğini, bu kez 2016/77568 sayılı “AS LAYEINA” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya itirazlarının ise davalı TPMK.’nın 26.12.2017 tarih ve 2017-M-8695 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, davacı taraf markasının esas unsurunun “Royal” ibaresi olduğunu, müvekkil markası ile davacı taraf markasının fonetik ve anlamsal olarak aynı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamına göre, davalının “AS LAYEINA” ibareli başvuru markasıyla davacının “ROYAL LAYALİNE” ibareli tescilli markası arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunduğu, HMK’nın 282. maddesinde belirtilen “hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle bilirkişinin “iltibas yoktur” şeklindeki görüşüne itibar edilmediği, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı kullanım hakkının kanıtlanamadığı, diğer yönden davalının başvurusu dolayısıyla davacı tarafın markasının itibarından yararlanacağı, onun itibarına zarar vereceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici hususlarının ve ayrıca davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanamadığı, ancak bu durumun iltibas oluşması halini ortadan kaldırmayacağından sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Türk Patent’in 2017-M-8695 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2016/77568 sayılı marka tescilli olduğundan sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalının “AS LAYEINA” ibareli başvuru markasıyla davacının “ROYAL LAYALİNE” ibareli tescilli markası arasında, görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunduğu gibi markaları her zaman yan yana görme imkanı olmayacak tüketicilerin, okunuşları bu denli birbirine yakın ibareleri karıştırmasının kaçınılmaz olduğu, yine tarafların markalarını kullanmak istedikleri 30. sınıf malların benzer olduğunun, mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında gıda mühendisi uzman bilirkişinin de bulunduğu heyet raporunda da belirtildiği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 19/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.