YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/206
KARAR NO : 2022/3992
KARAR TARİHİ : 24.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07.06.2018 tarih ve 2018/17 E- 2018/244 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.11.2020 tarih ve 2019/583 E- 2020/949 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 22.03.2016 tarihinde gerçekleştirdiği 7. ve 9. sınıf ürünleri içeren, “MELTON” ibareli, 2016/100285 numaralı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından dava dışı Karmelt Kimya Ltd. Şti.’ye ait “M MELT ON+şekil” ibareli, 7 ve 21. sınıf ürünleri içeren 2008/69346 numaralı marka mesnet alınarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca 7. sınıf ürünler için kısmen reddedildiğini, redde mesnet alınan markanın, müvekkilinin 08.01.2016 tarihinde açtığı dava sonucunda İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09.02.2017 gün ve E.2016/7, K.2017/16 sayılı kararıyla hükümsüz kılındığını, hükümsüzlüğün etkisinin ilk tescile kadar geri gittiğini, bu nedenle anılan kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini ileri sürerek ret kararının kaldırılması amacıyla itirazda bulunduklarını, ancak itirazın YİDK’nın 2017/M-9585 sayılı kararıyla reddedildiğini, müvekkilinin markanın gerçek hak sahibi olduğunu, başvuru ve redde mesnet markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer değil farklı olduğunu, hükümsüzlük davası sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, başvurularının reddine dair YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, “MELTON” ibareli işaretle redde mesnet alınan “M MELT ON+şekil” ibareli markanın “MELTON” esas ve ayırt edici unsurlu olduklarını, aynı tür ürün ve hizmetleri içerdiklerini, markalar ve başvuru konusu işaretin görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenimin ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olduklarını, davacı başvurusunun konusu olan işaretin 556 sayılı KHK hükümlerine göre mutlak ret nedeninden etkilenmeksizin tescilinin mümkün olmadığını, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü istemiyle açılan dava sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı Türk Patent’in redde mesnet aldığı “M MELT ON+şekil” ibareli markanın kapsamında, reddedilen ürün ve hizmetlerin aynısının veya aynı türünün yer aldığı, ancak, başvuru konusu işaret ile redde mesnet aynı tür ürün ve hizmetleri içeren markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka arasında farklı yazım biçimleriyle oluşturulmuş “MELTON” ve “M MELT ON” ibaresinin ortaklığından kaynaklı kısmi bir anlamsal ve sescil benzerlik olmasına rağmen, içerdikleri diğer biçimler ve yazım şekli itibariyle görsel olarak birbirlerinden önemli derecede farklı oldukları, bu farklılıkların başvuru konusu işareti, redde mesnet markadan farklılaştırdığı, 7. sınıf ürün ve hizmetlerden yararlanacak olan kişilerin normalden daha fazla dikkat ve özenle bu ürünleri tercih edecekleri, satın alma ve yararlanma için ayıracakları sürenin oldukça uzun olduğu, alıcı ve yararlanıcı kitlesinin yetişkin ve belli bir seviyede aydınlanmış kişilerden oluştuğu, başvuru konusu işaret ile redde mesnet markanın 7. sınıf ürün ve hizmetler bakımından ortalama alıcı ve yararlanıcı kitlesi için herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede iltibasa neden olacaklarının da söylenemeyeceği, bu sebeple başvurunun ilâna çıkarılmasının ve redde mesnet marka sahibinin itirazına açılmasının makûl ve zorunlu olduğu, başvuru ile ilgili olarak YİDK’nın ret kararlarının hukuka uygun olmadığı, Kurumun redde mesnet markanın sonradan hükümsüz kılınacağını bilmesinin mümkün olmaması da gözetilerek redde mesnet marka için açılan hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesinin gerekmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 2017/M-9585 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.