Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2050 E. 2022/6050 K. 20.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2050
KARAR NO : 2022/6050
KARAR TARİHİ : 20.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12.03.2019 tarih ve 2018/252 E. – 2019/97 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2019/726 E. – 2020/1137 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2017/47978, 2006/36798, 126099 sayılı “BIGBEN”, “Big Ben+şekil”, “BİGBEN” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “BİGBANG” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2017/18872 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin dondurma sektöründe itibar sahibi bir teşebbüs olduğunu, markaların kapsamındaki emtianın örtüştüğünü, markaların karışıklık yaratacağını, “Bigben” markasının meşhur ve maruf olduğunu, yapılan başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-4092 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli 2017/18872 sayılı “BİGBANG” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırma riski olmadığını, markaların farklı olduğunu, davacının dayanak markayı kullanmadığını, kötü niyet iddiasının asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma riskinin bulunmadığı, aynı Kanun’un 6/5 ve 6/9 maddesi koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “BİGBANG” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “bigben” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira görsel ve kavramsal olarak işaretler arasında farklılık olduğu ve bu farklılığın iltibas tehlikesini ortadan kaldırdığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.