YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/205
KARAR NO : 2022/4117
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03.12.2018 tarih ve 2017/286 E- 2018/436 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/334 E- 2020/729 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1991 yılından beri “SHOW TV” markası ile televizyon yayıncılığı yaptığını, toplumun her kesimince “SHOW TV” markasının bilindiğini, 1995 yılından bu yana “SHOW TV” ve “SHOW TV” şekil markası olmak üzere “SHOW” esas unsurlu pek çok ibareyi kendi adına tescil ettirdiğini, bu suretle tanınmış seri markaların sahibi olduğunu, davaya konu 2015/110860 sayılı “SHOWPLAS” ibareli markanın 16. sınıfta başvurusunun yapıldığını, bu başvurunun ilanına yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, davalının markasının tescili halinde müvekkiline ait tanınmış ve seri markalar üzerinden haksız kazanç elde edileceğini, bu markaların ayırt edici özelliklerinin zarar göreceğini, davaya konu marka ile karşılaşan tüketicilerin bunu “SHOW” markasının yeni bir hizmeti ve ürünü olarak algılayacaklarını, böylelikle markanın sulanmasının gündeme geleceğini, davaya konu olan marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-4937 sayılı kararının iptaline, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, marka kapsamları arasında benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “SHOWPLAS” ibareli başvuru markasıyla davacının “SHOW” esas unsurlu markaları arasında başvuru kapsamında yer alan “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.” malları yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, benzerlik olmayan mallar yönünden değerlendirildiğinde ise; davacının “SHOW TV” ibareli markasının Türkiye’de yayınlanan ulusal bir TV kanalının adı olduğu, toplumun geniş bir kesiminin televizyon seyrettiği olgusundan hareketle hemen hemen her yaş düzeyinde izleyici baz alındığında “SHOW TV” markasının yaygın olarak tanınmış bir marka niteliği taşıdığı, bu anlamda ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde, davalının başvuru markasını gördüklerinde davacıya ait “SHOW TV” kanalı sahiplerinin yeni bir marka ile gelişen ve değişen ekonomik durumlara göre piyasaya çıktığı algısı oluşabileceği, bu açıdan davalının, dava konusu marka başvurusu ile davacının “SHOW TV” markasının tanınmışlığından haksız yararlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2017-M-4937 sayılı YİDK kararının iptaline, marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “SHOWPLAS” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “SHOW” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.” malları yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı şirket adına tescilli “SHOW” asıl unsurlu ibareli markaların “radyo ve TV yayıncılığı” hizmetleri bakımından tanınmış marka statüsünde bulundukları, dava konusu başvuru kapsamında ise 16. sınıfta yer alan malların bulunduğu, dava konusu işaret ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmakta ise de davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, “SHOW” ibaresinin ayırt edicilik düzeyi, davacı markalarının tanınmış olduğu “radyo ve TV yayıncılığı” hizmetleri ile başvuru kapsamındaki 16. sınıf mallar arasında hiçbir yakınlık olmadığı, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile Türk Patent YİDK’in 20.06.2017 tarih, 2017-M-4937 sayılı kararının, başvuru kapsamında yer alan 16. sınıftaki “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.” malları yönünden iptaline, YİDK kararının iptaline yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı … davalı TPMK’dan ayrı ayrı alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.