Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2049 E. 2022/6213 K. 22.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2049
KARAR NO : 2022/6213
KARAR TARİHİ : 22.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.02.2019 tarih ve 2018/192 E- 2019/65 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 13.11.2020 tarih ve 2019/502 E- 2020/983 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 177036 sayılı “Aseel” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı kullanımlarının, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/24958 nolu dosyası kapsamında davalının “OneAseel” ibareli tüm ürünlerine el konulduğunu, işletme depolarının içinde ve dışında başka marka ürünlerle birlikte “OneAseel” markalarının yer aldığının tespit edildiğini, davalının, müvekkiline ait şekil markasına tecavüz teşkil eden ve ürün ambalajlarını taklit ederek gerçekleştirilen kullanımlarının, müvekkili nezdinde maddi zarara neden olduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait tanınmış markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini bu şekilde kullanması nedeniyle haksız bir yarar sağladığını, müvekkilinin markasının itibarına zarar verdiğini ve markanın ayırt edici karakterini zedelediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydı ile HMK’nın 107/1 ve 107/2 maddeleri hükümleri çerçevesinde marka tecavüzü ve haksız rekabet yönünden şimdilik 60.000.-TL maddi, 10,000.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, tecavüzün tespitine, men ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, marka sahibi olan Süleyman Can’ın 2017/55271 sayılı “OneAseel” ibareli markasını 4 aylığına kullanması için dava dışı firmaya izin verdiğini, aynı şekilde dava dışı firmanın bu marka ile üretim için müvekkili ile anlaştığını, protokol uyarınca marka üzerinde mutlak suretle tasarrufta bulunabilme hak ve yetkisine de sahip olduğunu, eylemlerinin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kullanımının davacı markasına büyük oranda benzediği, dava konusu kullanımlarda, 2017/55271 ve 2017/51750 sayılarla tescilli markalardan ziyade, davacının markası ile daha çok benzerlik bulunduğu, davacı markasında bulunan Arapça ibarenin, davalı kullanımlarında aynen yer aldığı, diğer yandan 6769 sayılı SMK’nın 155. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davalının hukuka uygunluk gerekçesi olarak ileri sürdüğü 2017/55271 ve 2017/51750 sayılı markalarının, davalıca aynen ve tescil edildiği şekilde kullandığı kabul edilse dahi, 1996 yılında tescil edilmiş olan 177036 sayılı markaya dayalı tecavüz davasında, 2017 yılında başvuru yapılarak tescil edilmiş olan 2017/55271 ve 2017/51750 sayılı markaların savunma gerekçesi olarak öne sürülmesinin mümkün olmadığı, davacının tercih hakkını SMK 151/2-b maddesindeki tecavüz edenin elde ettiği net kazanca göre hesaplanması yönünde kullandığı, manevî tazminat miktarının 5.000,00 TL olarak belirlenmesinin de hakkaniyete uygun olacağı gerekçesi ile davalının “Aseel” ibaresini gıda amaçlı yağlar üzerindeki kullanımlarının davacı adına tescilli 177036 sayılı markasından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün men ve ref’ine, 5.110,39 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise tazminat miktarına yönelik itirazlarının kapsamı dışında kalan diğer istinaf başvurusunun esas yönünden reddinin gerektiği, davalının ticari kayıtlarının incelenememesi nedeniyle, davalının, davacının markasına benzer marka taşıyan ürünlerden, tespit edilen miktardan daha fazla satıp satmadığı hususunun net olarak belirlenemediği, tespitte 2 litrelik 15.552 adet boş teneke belirlenmesine rağmen bunun tazminat hesabına bir şekilde yansıtılmamasının eksik belirleme sayılabileceği, dolu yağ paketlerine göre yapılan hesabın gerçeğe çok yakın olmayacağı ve bu nedenle de hakkaniyete uygun bulunmadığı, TBK’nın 50/2. maddesi uyarınca belirlenen 25.000.-TL maddi tazminatın somut olayın özelliklerine uygun bulunduğu, 10.000,00 TL manevi tazminatın, somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin diğer istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 26/02/2019 gün ve 2018/192 E. – 2019/65 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin manevi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 25.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i talebi yönünden karar verilmediği belirtilerek hükmün tashihi talep edilmiş, istinaf mahkemesince HMK m. 305/A gereğince “davalının ‘Aseel’ ibaresini gıda amaçlı yağlar üzerindeki kullanımlarının davacı adına tescilli 177036 sayılı markasından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün men ve ref’ine,” fıkrası eklenerek hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.738,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.