Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/2038 E. 2022/6043 K. 19.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2038
KARAR NO : 2022/6043
KARAR TARİHİ : 19.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27.02.2018 tarih ve 2017/254 E- 2018/33 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 31.12.2020 tarih ve 2019/806 E- 2020/1259 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Şirketin “cep” asıl unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, 2012/07872 sayılı “Cepte Wifi” ibareli markanın da bunlardan biri olduğunu, davalı şirketin ise bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “İşCep Wifi” ibaresinin tescili için marka başvurusu yaptığını, 2015/86993 numarası verilen başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, başvurunun tescili halinde davalı şirketin müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yararlanacağını ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-3504 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili tarafından tescil başvurusunda bulunulan “İşcep Wifi” ibaresinin, zaten müvekkilinin adına tescilli olan “İŞCEP” markasına “wifi” ibaresi eklenerek oluşturulduğunu, davacıya ait “cepte wifi” markası ile müvekkili başvurusu arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığını, zira söz konusu kelimelerin hiçbir özgünlüğü olmayan ve çoğu sektörde kullanılan genel nitelikli ifadeler olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının “CEP” ibareli markasının tanınmış marka olup olmadığı konusunda dosya kapsamında yeterli delil sunulmadığından işbu dava bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında bir kanaate varılamadığı, hükümsüzlük ve YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “İşcep Wifi” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira başvurunun asli unsurunun “İşcep” ibaresinden oluştuğu ve davacının itirazına mesnet markaların asli unsurunu oluşturan “cep” ibaresinin ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğu, dolayısıyla markaların karıştırılmayacağı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.