YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1935
KARAR NO : 2022/6984
KARAR TARİHİ : 13.10.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02.06.2017 tarih ve 2015/224 E- 2017/132 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 30.12.2020 tarih ve 2017/6419 E- 2020/2319 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, yapımcı olan davalı ile “Bildiğim Yol” adlı bir sinema filmi tasarısında anlaşma yaptıklarını, aralarında imzaladıkları kısa metinde temel konuları saptayıp, sair konular için daha önce aralarında yapılmış ve o sırada uygulanmakta olan “Bana Artık Hicran de” adlı dizi film senaryosunun sözleşmesini geçerli kabul ettiklerini, böylelikle davacı ile davalı arasında, “Bildiğim Yol” adlı sinema filmi senaryosunun konusunu oluşturduğu bir sözleşme ilişkisi kurulduğunu, sözleşme uyarınca davalı tarafça, davacıya 100.000 TL ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğni, sözleşme ilişkisinin kurulmasıyla birlikte, davacının edim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmeye konu senaryonun 36 sayfa tutan genel hikâyesini yazıp davalıya ilettiğini, sözleşmenin konusu “Bildiğim yol” adlı sinema filmi senaryosunun tasarımı ve senaryosunun yazımı olduğunu, sözleşmeye göre senariste ödenecek ücretin; proje yazımı tasarımı için bir defayamahsus 100.000 (Yüz bin) TL. ile, bu yazım ve tasarıma uygun yazılacak senaryo bedeli olarak da 62.500 TL’den az olmayacak bir meblağ olduğunu, sözleşmenin diğer hükümleri de, tarafların aralarında geçerli olan bir diğer sözleşme olan “Bana Artık Hicran De” adlı sözleşmenin temel alınmasında “mutabık kalınarak” anlaşma sağlandığını, ancak davalının ödemede bulunmadığını ileri sürerek 100.000 TL mali hak bedelinin davalıdan ilk ihtar tarihi olan 11.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen ‘‘Bildiğim Yol’’ isimli televizyon dizisinin yapılmadığını, çekilmediğini, yayınlanmadığını, davacının davaya konu edilen televizyon dizisinin sadece genel hikayesini yazdığını, bölümlerini yazmadığını, davalı müvekkiline herhangi bir bölüm senaryosu teslim edilmediğini, taraflar arasında imzalanan metinin bir sözleşme olmadığını, Bildiğim Yol isimli TV dizisinin gerçekleşmesi halinde taraflar arasında yapılacak sözleşmenin ve dizinin hayata geçirilmesi halinde davacıya ödenecek rakamın beş satırla zapta alındığı, iyi niyet protokolü niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, senarist olan davacının Bildiğim Yol adlı dizi projesine ilişkin herhangi bir yayıncı kuruluşla sözleşme akdedilmemiş olduğu, herhangi bir bölüm senaryosunun sunulmadığı, ancak taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapımcıdan proje tasarımına ilişkin 30.000 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasında “Bildiğim Yol” isimli proje ile ilgili olarak tarihsiz mutabakat belgesi imzalandığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, bilirkişi raporuyla “Bildiğim Yol” isimli genel hikayenin, eser sahibinin hususiyetini taşıdığı ve özgün bir eser olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında film/dizi hikayesi olduğu konusunda ihtilaf bulunsa da dizi konsepti olduğu kanaatine varıldığı, davacı taraf tarihsiz sözleşmede ödeneceği kararlaştırılan 100.000 TL’nın genel hikaye bedeli olduğunu, bunun senaryoya çevrilmesi halinde ayrıca senariste bedel ödeneceğini, emsal sözleşmede de bu hususun kararlaştırıldığını ileri sürdüğü, davacının eşi olan tanık … ve … ifadelerinde kararlaştırılan 100.000 TL’nın genel hikaye bedeli olduğunu beyan ettikleri, davalı çalışanları olan tanıklar ise, sektörde genel hikaye için para ödenmediğini, hikaye yazılması sonrası 2-3 bölüm senaryo yazıldığını, kanalda yayınlandıktan sonra bedel ödendiğini beyan ettikleri, 21/01/2014 tarihli “Bana Artık Hicran De” isimli TV Dizi sözleşmesinin 3. maddesinde “sözleşme konusunun”; Senarist’in proje tasarımı, ana öyküsünü ve senaristliğini yapması ve bu sözleşme kapsamında yapım üzerindeki senarist sıfatıyla sahip bulunduğu tüm mali hakları yapımcıya devretmesi, ilgili mali hak bedellerinin saptanması ve ödenmesi ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğunun açıklandığı, sözleşmenin sonunda davacı ile eşi … tarafından TV Dizisi ve/veya bölüm üzerindeki tüm hakların tam ruhsat şeklinde Süreç Filmcilik Ltd.Şti.’ne devredildiği, sözleşme ekinde aynı taraflarca imzalanan “Özgün Hikaye/senaryo Mali Hak Devir Beyanı” bulunduğunun görüldüğü, sözleşme ve devir beyanı ekindeki mail yazışmalarından 18 Şubat 2014 tarihinde …’ın 1. Bölümü mail ekinde gönderdiğinin anlaşıldığı, emsal sözleşmenin Mali Hükümler başlıklı 6. maddesi ile Sözleşmenin Süresi başlıklı 7.2 madde hükümlerinden bilirkişi raporunda da tespit edildiği şekilde özgün hikaye ile senarist hakları ve senaryo bedelinin ayrı ayrı değerlendirildiği, mutabakat metninde, 10 Eylül 2014 tarihinde yapılacağı taahhüt edilen 100.000 TL ödemenin sadece genel hikaye bedeli olup olmadığı konusunda açıklık bulunmadığı, “Proje” için ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ilerleyen kısımda senaryo bedeli konusunda düzenleme bulunduğu, bu kısımda karalamalar yapıldığı ve sadece davacı tarafça paraflandığı ancak önceki halinde “senaryo bedeli 50.000 TL’dan az 60.000TL’dan fazla olmayacaktır” yazıldığı, 50.000 TL’nın üstünün karalandığı, “62.500 TL az olmayacaktır” şeklinde değiştirildiği, emsal olacağı belirtilen sözleşmede ise “bölüm başına senaryo ve devredilen mali hak bedelinin 50.000TL olduğunun” kararlaştırıldığı, Mahkeme tarafından meslek birliklerine ve TV kuruluşlarına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan ve davalı tanık beyanlarından sektörel uygulamada dizi filmlerde filmin genel hikayesi ve 2-3 bölümlük senaryosunun yapımcıya birlikte gönderildiği, değerlendirme yapılabilmesi için özellikle ilk iki bölüm senaryosunun önemli olduğu, davacının “Bildiğim Yol” isimli metninin senaryo olmadığı, özgün hikaye olduğu, hususiyet taşıdığı, eser niteliğinde olduğu, geçerli şekilde mali haklarının davalıya devri halinde senaryodan ayrı olarak bedelinin ödeneceği anlaşılıyorsa da, projenin hayata geçirilmesi şartlarının oluşmadığı, davacı tarafça eserin mali haklarının devredilmediği, taraflar arasındaki tarihsiz metnin bir ön sözleşme olarak nitelendirilebileceği, esasen davacı vekilinin de dava dilekçesinde “kısa metin imzalanarak temel konuların saptandığını” beyan ederek, metnin ön sözleşme olduğunu doğruladığı, hikayenin davalı beğenisine sunulmasının bedel ödemesi için yeterli olmadığı, bilirkişilerce raporda; Süreç Filmcilik şirketi ile yapılan sözleşme hükümlerinin doğrudan uygulanması ve davalının davacıyı harekete geçirerek takvim bildirmesi gerektiği, davalının davacıyı harekete geçirmediği ancak 30.000TL proje bedelini ödemesi gerektiği beyan edilmişse de, “Yapılan sözleşme Bana Artık …ile aynı olacaktır” ibaresinin aynı sözleşme hükümlerinin doğrudan uygulanması için yeterli olmadığı, henüz bir sözleşme yapılarak hikayenin mali haklarının devredilmediği, davacının bedel talep koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan kabulüne, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/06/2017 tarihli 2015/224 E. – 2017/132 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava tarihsiz mutabakatname ile davalı tarafından taahhüt edilen 100.000,00 TL proje bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda özet olarak yazılan gerekçe ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmiş ise de; davaya dayanak yapılan tarihsiz mutabakatname ile başka bir senaryo için düzenlenmiş sözleşmeye atıf yapılmış; ancak mutabakatnamede sadece bir defaya mahsus olarak senariste 100.000,00 TL ödeme yapılacağı kabul edilmiştir. Bu taahhüt, atıf yapılan sözleşmedeki senariste yapılacak bir defalık ödemenin, yeni sözleşmedeki (mutabakatname) miktarına yöneliktir. Diğer bir anlatımla anılan mutabakatname bir ön sözleşme değil atıf yapılan sözleşmedeki senarist ücretinin ödenmesi ve miktarı ile ilgili müstakil bir sözleşmedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile sözleşmenin hatalı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.