Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1745 E. 2021/4298 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1745
KARAR NO : 2021/4298
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.02.2019 tarih ve 2017/184 E. – 2019/79 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.07.2020 tarih ve 2019/1070 E. – 2020/678 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılarca istenildiği her an geri alınabileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği gibi garantilerle mevzuata aykırı bir şekilde para toplayarak Eski TTK’ya, şirketin mali yapısına da aykırı şekilde kâr payı dağıtmak sureti ile güven ortamı yaratarak, yatırımcıların dini ve milli duygularını da kullanmak suretiyle haksız çıkar sağladıklarını, bu hususun Türk Mahkemeleri tarafından da tenfiz edilen bir çok yabancı mahkeme kararıyla tespit edildiğini, müvekkilinden de yüksek oranda faiz getirisi verileceği ve yatırılan paranın istenildiği her an geri verileceği garantileri ile şirket temsilcileri tarafından matbu basılmış hisse senetleri ve kar payı kuponları verildiğini, yine ortaklık durum belgesi adlı bir belge verilerek müvekkilinden para tahsil edildiğini, akabinde müvekkiline şirketçe verilen garanti uyarınca müvekkilinin yatırdığı parasını defalarca istemesine rağmen oyalandığını ve parasını geri alamadığını, şirket yetkilileri aleyhinde yapılan şikayetlerden dolayı dolandırıcılık, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak v.b. suçlardan şirket yöneticileri hakkında kamu davası açıldığını, ayrıca SPK tarafından soruşturmalar yapıldığını, soruşturma raporu içeriğinde toplanan paraların usulüne uygun kayıtlara geçmediğini, davacının davalı şirkete ortak olmadığını ve yatırdığı paraları geri alamayacağını anlaması üzerine de bu davayı açtığını beyan ederek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilden tahsil edilen 55.879 Euro’nun tahsil tarihinden itibaren 30995 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalı yandan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 47.757,00 Euro’nun dava tarihi olan 15.03.2017 tarihinden itibaren işletilecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince T.C. devlet bankalarının bir yıl vadeli euro cinsindeki dövize uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … AŞ. vekili istinaf etmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesince, 7194 Sayılı Kanunun 41. maddesi ile 25.03.1987 tarihli ve 3332 Sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 4. madde gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.05.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.