Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1469 E. 2022/6008 K. 19.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1469
KARAR NO : 2022/6008
KARAR TARİHİ : 19.09.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.09.2017 tarih ve 2014/430 E- 2017/1082 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.11.2020 tarih ve 2018/2343 E- 2020/1150 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar Polar Soğuk İklim Giysileri San. ve Tic .A.Ş. ve …, …, …, … vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ile davacı banka arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri imzalandığını ve bu sözleşmeler kapsamında firmaya nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığını, davalı …’in sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu ile akdedilen kredi sözleşmelerinden doğan mükellefiyete dahil ödemelerini aksatması üzerine, hesap kat edilmek suretiyle borçlulara noter kanalı ile ihtarname gönderildiğini ve borcun ödenmesinin talep edildiğini, borçlular hakkında 22.109.170,51 TL toplam alacağın 2.500.000,00 TL’lik faiz kısmının tahsili amacıyla kısmi takip açıldığını, ancak davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini, davalılar tarafından
ileri sürülen iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, borçlu firmanın davacıya yüklü miktarda borcu bulunduğunu, borçlular tarafından takip konusu faize itirazın kötü niyetli olduğunu beyanla, borçluların haksız ve kötü niyetli İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün 2012/24832 esas sayılı dosyasından yapmış olduğu itirazlarının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu genel kredi sözleşmelerine ilişkin icra takibinin BK 146. maddedeki 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapıldığını, üstelik icra takibinde ve bu davada faiz alacağını talep ettiklerini, BK 147/1 maddesi ana para faizleri için zamanaşımı süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, yapılan icra takibine davalının böyle bir borcu bulunmadığından bahisle itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı bankanın davalının borcunu olduğundan fazla talep ettiğini, davacının davalının kredi borcundan ötürü daha evvel ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, ipotek ile temin edilen alacağın davalının borcundan daha fazla olduğunu, bu takip devam ederken ikinci bir icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminatının koşullarının da oluşmadığını, davacı bankanın davalı …’e kefil sıfatı ile boş kredi sözleşmesini imzalattıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı şirket ile davacı banka arasında 1998 ve 1999 yıllarında genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, bu genel kredi sözleşmelerine diğer davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla katıldığı, sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın kefalete ilişkin hükümleri dikkate alındığında, davalı …’in kefaletinin usulune uygun ve geçerli bir kefalet olduğu, davalı şirket tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2005/1553 ve 2015/1554 esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığı, 2005/1553 esas ve 2005/1554 esas sayılı takip dosyalarının ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip olduğu, İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün 2012/24832 esas sayılı dosyasında ise davacının davalılardan olan alacağının işlemiş faiz olan 2.500.000,00 TL’lik faiz kısmının takibe konu edildiği, başlatılan önceki takip dosyaları nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yapılan hesaplamalara göre davacının davalılardan davaya konu takip tarihi itibariyle 2.149.239,20 TL asıl alacak, 9.449.022,68 TL işlemiş faiz ve 472.451,13 TL BSMV olmak üzere toplam 12.070.713,10 TL alacaklı olduğu, davacı tarafça söz konusu bu alacaktan sadece 2.500.000,00TL’lik faiz kısmının talep edildiği, bilirkişi raporlarında tespit edilen alacak miktarının talep edilen miktardan fazla olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı tarafından İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2012/24832 Esas sayılı takip dosyasının davalı tarafından 2.500.000,00 TL’lik faiz alacağına yönelik yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 2.500.000,00 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 500.000,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun her iki davalıdan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar Polar Soğuk İklim Giysileri San ve Tic AŞ ve …, …, …, … vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Davalı …’in temyiz itirazları yönünden, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı istinaf başvuru dilekçesinin sunulmasından sonra davalı … vefat etmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … yerine mirasçıları davalı taraf olarak yazılmak suretiyle oluşturulan karar mirasçılara tebliğ edilmiştir.
Ancak davalı mirasçı …, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendisine tebliğ edilmesi ile davada davalı taraf olarak göründüğünden haberdar olmuş ve bunun üzerine temyiz dilekçesi ile birlikte İstanbul 13 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/2162 esas ve 2020/31 karar ile aynı mahkemenin 2020/153 esas ve 2020/991 karar sayılı mirasın gerçek reddi kararlarını dosyaya sunmuştur. Bu kararlar uyarınca davalı ve daha sonra çocukları, müteveffa …’in mirasını kayıtsız koşulsuz reddetmiştir. …’in anılan mirasçı dışında başka mirasçılarının da olduğu anlaşılmaktadır.
TMK’nın 611. maddesinde, “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.” hükmolunmuştur. Buna göre, mirasın reddi davası, açıldığı tarihten itibaren geriye etkili mahiyettedir. Bu durumda mahkemece taraf teşkiline ilişkin bu husus üzerinde durularak, konuya ilişkin yasal hükümler nazara alınmak suretiyle bir hüküm verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Diğer davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …’in temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.