Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/1376 E. 2022/5584 K. 07.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1376
KARAR NO : 2022/5584
KARAR TARİHİ : 07.09.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.09.2018 tarih ve 2018/261 E- 2018/839 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/501 E- 2020/1509 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilerinin davalı şirketin hissedarı olduklarını, 29.12.2017 tarihinde gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 4 numaralı karar ile şirket ana sözleşmesinin 6102 sayılı TTK’ya uyumlu hale getirilmesi için değişiklikler yapıldığını, genel kurul kararının TTK’nın esas sözleşme değişikliklerinde toplantı ve karar nisaplarını düzenleyen 421. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırılık teşkil ettiğini, zira nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin esas sözleşme değişikliği kararlarının sermayenin en az %75’ini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin oyuyla alınabileceğini, tadil edilmiş 7. maddenin TTK’ya aykırı olduğunu ileri sürerek, 29.12.2017 tarihli genel kurul toplantısının nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin 4 numaralı kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına tedbiren karar verilmesi ile kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, iddia savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin şirket sermayesini oluşturan payların nama yazılı olduğu, dava konusu 4 gündem numaralı kararın davacıların toplam 4.270.250 adet olumsuz oyuna rağmen diğer ortakların toplam 5.729.750 adet oyu ile oy çokluğu ile alındığı, bu durumda yasanın öngördüğü %75 oranın sağlanmadığından, davanın kabulü ile davalı şirketin 29/12/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4 gündem numaralı kararının iptaline, davalı şirketin 29/12/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4 gündem numaralı kararın yürütmesini TTK 449. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 6102 sayılı TTK’nın 421/3-c maddesine göre, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına dair ana sözleşme değişikliği kararlarının, sermayenin %75’ini oluşturan payların sahiplerinin olumlu oyuyla alınabileceği, somut olayda ise; iptali talep edilen 29/12/2017 tarihli genel kurulda nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına yönelik ana sözleşme değişikliğine dair alınan 4 no’lu kararın, 4.270.250 adet olumsuz oya karşılık 5.729.750 adet olumlu oy ile ve oy çokluğu ile alındığı, bu hali ile dava konusu kararın, TTK’nın 421/3-c maddesinde belirtilen nisap sağlanmadan alınması nedeniyle batıl olup, iptalinin gerektiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine karşı da bir aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve esasen dava konusu kararın, nisabın oluşmaması nedeniyle yok hükmünde bulunmasına göre, davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1.maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
07.09.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.