YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1350
KARAR NO : 2022/5769
KARAR TARİHİ : 12.09.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19.03.2018 tarih ve 2017/29 E. – 2018/104 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.11.2020 tarih ve 2018/1328 E. – 2020/1010 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2015/78810 sayılı “troycard” ibareli marka tescil başvurusuna, davacının “TROY” ibareli markaları ile benzerlik, kötü niyet ve tanınmışlık nedenlerine dayalı itirazının davalı TPMK’nın 2016-M-11351 sayılı YİDK kararı ile haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin “troy” ibareli başka markalarının da tescil edildiğini, markaya yatırımlar yapılmakta olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraf markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalının marka başvurusundaki 35. sınıfta “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri.” yönünden, davacının markaları ile benzerlik oluştuğu zira davacının markalarının kapsamındaki hizmetlerin doğası, kullanım amacı, taraf firmalarının satış ve dağıtım kanalları, hedef tüketici kitlesi dikkate alındığında birbirleriyle bağlantılı ve ilişkili olduklarının ortaya çıkabileceği, HMK’nın 282. madde hükmüne dayalı olarak bilirkişi görüşüne itibar edilmediği, tanınmışlık ve kötü niyetli tescilin ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent’in 2016-M-11351 sayılı YİDK kararının iptaline, 2015/78810 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan istinaf incelemesinde; davalılar vekillerinin marka kapsamındaki hizmet sınıflarının benzer olmadığı yönündeki ciddi itirazların giderilmesi amacıyla alınan yeni bilirkişi raporunda, 35/1. sınıf hizmetler ile 35/2, 35/3, 35/4. sınıf hizmetlerin benzer ihtiyaçları gidermeleri, benzer pazarlama yöntemleri ile tüketicilere sunulmaları, birbirleri yerine kullanılabilmeleri gözetildiğinde benzer bulunduğunun oy çokluğu ile mütalaa edildiği, dosyadaki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan üçüncü raporda; mal ve hizmetlerin birbiriyle ilişkilendirilmesi için birbirini tamamlayan, biri diğerinin kullanımı için gerekli ve önemli olacak şekilde birbiriyle yakından bağlantılı ürünler olması gerektiği, bu hususlar nazara alındığında 35/1. sınıf hizmetlerle 35/2, 35/3, 35/4. sınıf hizmetlerin aynı veya benzer olmadığını bildirdiği, bu durumda ikinci bilirkişi raporundaki çoğunluk görüşüne katılmanın mümkün bulunmadığı, zira çoğunluk görüşünde, anılan hizmetlerin nasıl bir ilişki barındırdıklarının açıklanmadığı gibi hiçbir alt sınıf için teknik açıklamanın da yapılmadığının anlaşıldığı, davalı şirketin marka tescil başvurusunun kapsamında kalan 35/1. sınıf hizmetlerle davacının markalarının kapsamındaki 35/2, 35/3, 35/4. sınıf hizmetlerin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında benzer olmadığının kabul edildiği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.